Teknolojinin hızla ilerlediği bir çağda, enerji ve ulaşım, dünyanın dönüşümünde öncü bir rol oynuyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarının giderek artan önemi, küresel çapta enerji dönüşümünü hızlandırıyor ve bu dönüşüm ulaşım sektöründe derin izler bırakmaya başladı bile. Dolayısıyla yenilenebilir enerjinin ulaşım üzerindeki etkisi, çevresel sürdürülebilirliği teşvik etmekle kalmayıp aynı zamanda ekonomik ve sosyal açılardan da dönüşümü beraberinde getiriyor.
Yenilenebilir enerji ve ulaşım
Geleneksel olarak, fosil yakıtların ağırlıklı olarak kullanıldığı ulaşım sektörü, atmosfere zararlı emisyonların salınımına büyük ölçüde katkıda bulunuyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarının devreye girmesiyle birlikte, elektrikli araçlar, hidrojen yakıt hücreleri ve biyoyakıtlar gibi alternatifler giderek daha fazla popüler olmaya başladı. Bu durum a karbon salınımını azaltma ve hava kalitesini iyileştirme açısından büyük bir potansiyele sahip.
Özellikle elektrikli araçlar, günlük ulaşımın temel taşı haline gelmek için önemli bir dönüm noktasının eşiğinde. Yenilenebilir enerji kaynaklarıyla desteklenen elektrikli araçlar, sıfır emisyon hedefine doğru atılan önemli bir adım olarak öne çıkıyor. Tabii burada hala altyapı ve üretimdeki maliyet sorunlarını unutmamak gerekiyor. Yine de bu araçlar, fosil yakıtlı araçlara kıyasla daha az çevresel etkiye sahip olmalarının yanı sıra yakıt masrafını düşürmesi ve enerji verimliliği ile de dikkat çekiyor.
Tabii yenilenebilir enerji, yalnızca elektrikli araçlarla sınırlı değil. Hidrojen yakıt hücreleri, uzun menzilli taşımacılık için umut verici bir alternatif olarak öne çıkıyor. Bu sistemler, su buharı dışında herhangi bir emisyon salınımına neden olmazken, depolama ve yeniden dönüşüm süreçlerinde yenilenebilir enerji kaynakları kullanılarak daha sürdürülebilir hale getirilebilirler.
Bunun yanı sıra biyoyakıtlar, sıvı yakıtların yenilenebilir kaynaklardan üretildiği ve mevcut araçlarda kullanılabilen bir diğer seçenek olarak öne çıkıyor. Biyoyakıtlar, tarımsal atıklar, mısır ve şeker kamışı gibi yenilenebilir kaynaklardan elde ediliyor. Bu yakıtların kullanımı geleneksel yakıtlara kıyasla daha az karbon emisyonu sağlıyor.
Yenilenebilir enerjinin ulaşım sektöründeki yükselişi, gelecekteki dönüşümü destekleyen birçok fırsatı da beraberinde getirecek. Teknolojik yenilikler, depolama sistemlerindeki gelişmeler ve altyapıdaki iyileştirmeler, yenilenebilir enerji kaynaklarının ulaşım sektöründeki daha geniş kullanımını mümkün kılacak.
Gelecekte, elektrikli araçların menzili artarken şarj altyapısının daha da gelişeceğini söyleyebiliriz. Çünkü şimdilik bu, bir sorun. Aynı zamanda, hidrojen yakıt hücreleri ve biyoyakıtların daha yaygın bir şekilde kullanılmasıyla, ulaşımın çeşitliliği ve çevresel etkileri üzerinde olumlu bir etki yaratılması bekleniyor.
Gelecek geliyor
Yenilenebilir enerji, ulaşım sektöründe önemli bir değişim ve dönüşüm sürecini başlattı diyebiliriz. Çevresel etkilerin azaltılması, enerji verimliliğinin artırılması ve sürdürülebilir bir geleceğin temellerinin atılması açısından yenilenebilir enerji kaynaklarının ulaşım sektöründeki kullanımı, küresel düzeyde olumlu etkiler oluşturuyor. Gelecekte, bu trendin devam etmesi ve yenilenebilir enerjinin ulaşımın merkezine yerleşmesi, daha temiz, daha sağlıklı ve daha sürdürülebilir bir dünya için umut verici bir adım.
Yenilenebilir enerjinin ulaşım sektöründeki dönüşümüne ilişkin bazı istatistiklere kısaca bakmak gerekirse,
Elektrikli araç sayısında hızlı bir artış görülmektedir. 2022 itibariyle dünya genelinde 10 milyondan fazla elektrikli araç var. (International Energy Agency – IEA)
2020’de satılan yeni otomobillerin yüzde 4’ünden fazlası elektrikli veya plug-in hibrit araçlardı. (International Energy Agency – IEA)
2021’de, ulaşım sektörü küresel enerji tüketiminin yaklaşık yüzde 32’sini oluşturdu ve bu sektördeki yenilenebilir enerji kullanımı yüzde olarak artış gösterdi. (International Renewable Energy Agency – IRENA)
Elektrikli araçların şarj edilmesinde kullanılan elektrik giderek daha fazlası yenilenebilir kaynaklardan elde ediliyor. 2021’de, elektrikli araçlar için kullanılan elektriğin yüzde 72’si yenilenebilir kaynaklardan geldi. (International Energy Agency – IEA)
Hidrojen yakıt hücreleri, özellikle ağır yük taşımacılığında ve uzun menzilli ulaşımda potansiyel alternatifler arasında yer alıyor. 2021 itibariyle dünya genelinde 25 binden fazla hidrojen yakıt hücresiyle çalışan araç bulunuyor. (International Energy Agency – IEA)
2020’de, dünya genelinde ulaşım sektöründe kullanılan enerjinin yaklaşık yüzde 3’ü biyoyakıtlardan elde edilmiştir. (International Renewable Energy Agency – IRENA)
Gelecekte ne bekleniyor?
Birleşmiş Milletler, “Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları” kapsamında 2030 yılına kadar yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen enerjinin küresel enerji tüketiminin yüzde 70’ini oluşturmasını hedefliyor.
Avrupa Birliği, “Yeşil Mutabakat” kapsamında 2050 yılına kadar net sıfır emisyon hedefine ulaşmak için yenilenebilir enerjili ulaşıma büyük önem veriyor.
Çin, “Ulusal Enerji Planı” kapsamında 2030 yılına kadar yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen enerjinin toplam enerji tüketiminin yüzde 25’ini oluşturmasını hedefliyor.
İlginizi çekebilir: Otokar, hidrojenli otobüsü ile Busworld Europe 2023’te