Ukrayna savaşı, atom enerjisi konusunda ilginç bir gerçeği ortaya çıkardı. Atomu ilk önce Amerika silah olarak kullansa da bugün atom enerjisinin hakimi Rusya! ABD ve Avrupa, Rusya’dan kömür ve petrol ithalatını kesti ama nükleer enerjide Moskova’ya bağımlı. Nükleer santrallere zenginleştirilmiş uranyum sağlayan Rusya’nın ABD ve Avrupa’yı karanlıkta bırakma olasılığı yüzde 50.
Müttefikler, 2028 yılına kadar Rusya’nın nükleer yakıt üzerindeki hakimiyetini kırmayı planlıyor.
Rusya ABD’de ışıkları söndürebilir
Uluslararası Nükleer Hukuk Birliği (INLA) Yönetim Kurulu Üyesi ve INLA Türkiye Başkanı Avukat Abide Gülel, nükleer enerjide oluşan hassas denge hakkında bazı açıklamalar yaptı. Vladimir Putin’in 2022’de Ukrayna’nın işgal edilmesi emrini vermesinden kısa bir süre sonra ABD’nin Rus petrolü, sıvılaştırılmış doğalgaz ve kömürün ithalatını yasakladığını söyleyen Gülel, “Ancak enerji kaynaklarının tamamı ABD’nin ve Avrupalı müttefiklerinin yaptırımlarına dahil edilmedi” dedi.
Tam tersine batılı güçler, Rusya’nın devlete ait nükleer devi Rosatom ve onun yan kuruluşu Tenex’ten gelen hammadde ve hizmet akışını kesintiye uğratmamaya özen gösteriyor. Tenex, en yeni nesil reaktörlere güç sağlamak için gerekli olan Haleu adı verilen zenginleştirilmiş uranyumun ticari satışında tekele sahip.
ABD nükleer santralleri artık kullandıkları uranyumun çoğunu ithal ediyor ve tedariklerinin neredeyse yarısını Rusya, Kazakistan ve Özbekistan’dan sağlıyor.
ABD’deki 93 nükleer reaktörün kullandığı yakıtın beşte birinden fazlası, Rus tedarikçilerle yapılan zenginleştirme sözleşmeleri yoluyla sağlanıyor. Avrupa Birliği, yakın zamana kadar Rus yakıtına bağımlı olan Finlandiya, Bulgaristan, Slovakya, Macaristan ve Çek Cumhuriyeti’ndeki 18 Rus yapımı reaktör nedeniyle Rusya’ya daha da bağımlı hale geldi.
Rusya, dünya ticari kapasitesinin neredeyse yarısına sahip baskın bir oyuncu.
ABD, Rusya’nın her an bu değerli yakıttan mahrum bırakmasından endişe ediyor. Bu ihtimal yüzde 50.
ABD nükleer endüstrisi, şimdi Rusya’nın yakıt zenginleştirme ve dönüştürme hizmetlerine bağımlılığı sona erdirme taahhüdünde bulundu. Bunların aşamalı olarak kaldırılması yıllar alacak olsa da Kongre, Rosatom ve Tenex’ten ithalatı yasaklayacak yasa üzerinde kafa yoruyor. ABD nükleer endüstrisi ise bu yıl bir yasağın yasalaşmasını bekliyor. Kongre Bütçe Ofisi’nin tahminlerine göre bu, ABD’li reaktör operatörlerinin yakıt maliyetlerini yüzde 13 artıracak.
Ukrayna savaşı, fosil yakıtlara alternatif olarak nükleer enerjiye olan talebin artmasıyla aynı zamana denk geldi. ABD Başkanı Joe Biden’ın iklim ekibi, bunu dünyanın Paris Anlaşması’ndaki hedeflere ulaşmasına yardımcı olabilecek önemli bir teknoloji olarak nitelendirdi. Washington, aralarında İngiltere, Fransa ve Japonya’nın da bulunduğu 21 ülkeye katılarak nükleer kapasiteyi 2050 yılına kadar üç katına çıkarma sözü vermişti.
Her ne kadar Fransa gibi bazı büyük AB nükleer şampiyonları doğrudan Rus yakıtına bağımlı olmasalar da doğudaki pek çok tesisin hâlâ onlara ihtiyacı varken, blokta eyleme geçmek için bir fikir birliğine varmak ya da Moskova’dan gelen malzemeye yasak getirmek şimdilik başlangıç noktası değil.
İlginizi çekebilir: Nükleer enerji yenilenebilir mi?