Ember’in yayımladığı 2025 Türkiye Elektrik Üretimi raporuna göre, Türkiye’nin elektrik üretiminde önemli bir dönüm noktası yaşandı. 2024 yılı itibarıyla rüzgâr ve güneş enerjisi, yerli kömürü geride bırakarak toplam 62 TWh elektrik üretimi gerçekleştirdi. Bu üretim, yerli kömürün 47 TWh’lik üretiminin üzerine çıktı ve Türkiye’de ilk kez yenilenebilir enerji kaynakları, kömüre kıyasla daha fazla elektrik üretti. Bu gelişme, özellikle güneş enerjisinin yıllık %39 oranında artarak 7,3 TWh seviyesine çıkmasıyla dikkat çekiyor.
Türkiye’de rüzgar ve güneş enerjisi, yerli kömürü geride bıraktı
Rüzgâr ve güneş enerjisinin toplam elektrik üretimindeki payı %18,2’ye yükselirken, güneş enerjisinin elektrik üretimindeki payı %7,5’e çıktı. Bu da Türkiye’nin enerji üretiminde temiz ve yenilenebilir kaynakların giderek artan bir paya sahip olduğunu gösteriyor. Rüzgar ve güneş enerjisi kapasitesinde de önemli bir artış yaşandı; 2022’de 10,9 GW olan güneş enerjisi kapasitesi, 2024’te 19,8 GW’a çıktı.
Türkiye, güneş enerjisi potansiyelini henüz tam olarak kullanamasa da, Polonya’nın gerisinde kalmasına rağmen İspanya, İtalya ve Yunanistan gibi güneş enerjisi konusunda güçlü potansiyele sahip ülkelerle karşılaştırıldığında hala gelişmeye açık bir alanı bulunuyor.
https://futureflow.life/zeekr-1-2-mwlik-sarj-cihazini-tanitti/
Bununla birlikte, kömür ve doğal gazın elektrik üretimindeki payı %55’e gerileyerek son 31 yılın en düşük seviyesine indi. Doğal gazdan üretim %4 azalırken, kömürün üretimdeki payı %35,6’ya düştü. Ayrıca, 2024’te kömürle çalışan santrallerin %61’i ithal kömüre dayanıyordu.
2035 yılına kadar rüzgâr ve güneş enerjisi kapasitesinin dört katına çıkarılması hedefleniyor. Ember’in analizine göre bu hedefler gerçekleşirse, rüzgâr ve güneşin elektrik üretimindeki payı %49’a, fosil yakıtların payı ise %20’nin altına düşebilir. Bu dönüşüm için bağlantı kapasitesinin artırılması, hibrit santrallerin desteklenmesi ve bölgesel şebeke entegrasyonlarının güçlendirilmesi gerektiği belirtiliyor.
Ember Türkiye ve Kafkaslar Bölge Lideri Ufuk Alparslan, bu gelişmeyi Türkiye için bir dönüm noktası olarak değerlendiriyor. Alparslan, “Rüzgâr ve güneş enerjisi artık sadece çevresel değil, enerji güvenliği açısından da vazgeçilmez kaynaklar haline geldi,” dedi. 2035 hedeflerinin ulaşılabilir olduğunu ve Türkiye’nin enerji talebini karşılamak için rüzgâr ve güneş yatırımlarının hızlandırılması gerektiğini vurguladı.
