Daha Fazla

    Sıcak hava dalgası Avrupa’nın elektrik sistemini zorluyor

    2025 yazında Avrupa, tarihin en yoğun sıcak hava dalgalarından biriyle karşı karşıya kaldı. Haziran ayının sonlarından Temmuz başlarına kadar etkisini artırarak devam eden bu sıcaklıklar, yalnızca insan sağlığını değil, aynı zamanda kıtanın enerji altyapısını da ciddi biçimde zorladı. Enerji düşünce kuruluşu Ember’in yaptığı yeni analiz, bu dönemde yaşanan gelişmeleri ortaya koyarken, özellikle güneş enerjisinin oynadığı kritik rolü de vurguladı. Aşırı sıcaklar, elektrik talebinde ani yükselişlere, piyasa fiyatlarında rekor artışlara ve fosil yakıtlı santrallerde verim düşüşlerine yol açtı. Buna rağmen güneşten sağlanan yüksek üretim, daha büyük bir enerji krizini engelledi.

    Sıcak hava dalgası Avrupa’nın elektrik sistemini zorladı

    Haziran sonunda artan sıcaklıklar, başta klima kullanımı olmak üzere elektrik talebinde gözle görülür bir artışa neden oldu. Ember’in verilerine göre sıcaklığın 40 dereceye yaklaştığı ülkelerde elektrik ihtiyacı olağanüstü seviyelere ulaştı. İspanya’da talep yüzde 14, Fransa’da yüzde 9, Almanya’da ise yüzde 6 oranında arttı. Elektrik sistemleri, bu artışı karşılamakta zorlandı ve bu durum, arz güvenliğinin sınandığı bir dönem olarak kayda geçti. Aynı zamanda, şebekelerin esnekliğinin ne denli önemli olduğu bir kez daha ortaya çıktı.

    Sıcaklık artışı sadece talep yönlü baskı yaratmakla kalmadı, enerji piyasalarında fiyatları da fırlattı. 1 Temmuz’da Almanya’da saatlik piyasa fiyatları 400 €/MWh’ye, Polonya’da ise 470 €/MWh’ye kadar yükseldi. Sıcak havanın etkisiyle soğutma sistemlerine bağımlı olan enerji santrallerinde yaşanan verim kaybı, bu fiyat artışlarının başlıca nedenlerinden biri oldu. Almanya’da ortalama günlük elektrik fiyatları yüzde 175 oranında artarken, Fransa’da yüzde 108, Polonya’da yüzde 106, İspanya’da ise yüzde 15 oranında yükseldi.

    Bu zorlu dönemde güneş enerjisi adeta sistemin sigortası oldu. Haziran ayında Avrupa Birliği genelinde güneşten 45 teravat saat elektrik üretildi ve bu rakam şimdiye kadarki en yüksek düzeye ulaştı. Güneş enerjisi kapasitesinin yüksek olduğu Almanya gibi ülkelerde üretim 50 GW’a kadar çıktı. Bu da ülkenin toplam elektrik ihtiyacının üçte birinden fazlasının sadece güneşten karşılandığı anlamına geliyor. Bu katkı, hem arz-talep dengesini sağlamakta hem de fiyat dalgalanmalarını sınırlamakta belirleyici rol oynadı.

    https://futureflow.life/ingiltere-ruzgar-enerjisiyle-45-bin-kisiye-istihdam-sagliyor/

    Aşırı sıcaklar, özellikle soğutma sistemlerine bağlı çalışan kömür ve nükleer santraller üzerinde olumsuz etkiler yarattı. Fransa’daki 18 nükleer reaktörden 17’sinde performans düşüklüğü görüldü; bazıları tamamen devre dışı kaldı. Bunun en önemli nedeni, nehir sularının aşırı ısınması ve soğutma için gerekli suyun temin edilememesiydi. Benzer sıkıntılar İsviçre ve Almanya başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde de yaşandı. Ember, bu gelişmelerin fosil ve nükleer enerji sistemlerinin iklim kaynaklı aşırı hava olaylarına karşı ne kadar kırılgan hale geldiğini gösterdiğini belirtiyor.

    Tüm bu olumsuzluklara karşın Avrupa, ciddi bir enerji arz krizi yaşamadan süreci atlatmayı başardı. Bu başarıda, ülkeler arasında kurulu olan güçlü elektrik bağlantılarının büyük payı vardı. Enterkonnektör adı verilen bu bağlantılar sayesinde ülkeler birbirlerine enerji aktararak sistemi dengeleme şansı buldu.

    Gelecekte bu tür sıcak hava dalgalarının daha sık ve daha şiddetli yaşanması bekleniyor. Ember, bu tehdide karşı enerji sistemlerinin daha dirençli hale getirilmesi gerektiğini savunuyor. Talep esnekliğinin artırılması, batarya depolama sistemlerinin yaygınlaştırılması ve şebekeyi destekleyen yeni nesil inverter teknolojilerinin geliştirilmesi gibi adımlar acil öncelikler arasında yer alıyor.

    Ember’in Avrupa Program Direktörü Pawel Czyzak, sıcak hava dalgalarının kalıcı bir gerçeklik haline geldiğini belirterek, pil depolama, bağlantı altyapısı, dinamik tarifeler ve talep yönetiminin enerji piyasalarının geleceğinde kilit öneme sahip olacağını vurguluyor. Özellikle güneş enerjisinin gün içindeki yüksek üretiminin, akşam saatlerinde enerji ihtiyacını karşılamak üzere depolanması, bu yeni dönemin en büyük fırsatlarından biri olarak görülüyor.