Litvanya, enerji altyapısını güçlendirmek ve yenilenebilir enerji kaynaklarının entegrasyonunu artırmak amacıyla ulusal enerji depolama programına yönelik bütçesini önemli ölçüde yükseltti. Ülke, 2028 yılına kadar 1,5 GW gücünde ve 4,4 GWh hacminde bir enerji depolama altyapısı kurmayı hedefliyor. Bu adım, özellikle güneş ve rüzgâr gibi kesintili yenilenebilir kaynakların şebekeye daha sağlıklı entegre edilebilmesi, arz ve talep dengesinin sağlanması ve enerji sisteminin güvenilirliğinin artırılması açısından büyük önem taşıyor.
Litvanya enerji depolama alanında finansmanı artırıyor
Enerji Bakanlığı’nın aktardığına göre, söz konusu program kapsamında tüzel kişilere yönelik büyük kapasiteli elektrik depolama sistemlerinin kurulumuna verilen destek 37,33 milyon avro artırıldı. Bu karar, başvuru taleplerinin başlangıçta ayrılan 102 milyon avroluk bütçeyi ciddi oranda aşması sonucunda alındı. Başvuru sayısının 50’yi geçmesi ve toplam talebin 197,86 milyon avroya ulaşması, programın gördüğü yoğun ilgiyi gösteriyor.
Yeni finansman artışı, Litvanya’nın Şubat ayında Baltık ülkeleriyle birlikte Avrupa elektrik şebekesiyle senkronizasyon sürecini tamamlamasının hemen ardından geldi. Bu gelişmeyle birlikte ülke, teknik altyapının yanı sıra enerji politikaları bakımından da Avrupa ile daha entegre bir konuma ulaşmış oldu. 2022 yılında Fluence tarafından kurulan 200 MWh kapasiteli batarya sistemine benzer projelerin yaygınlaşmasıyla, Litvanya’nın elektrik şebekesinin daha esnek ve dayanıklı hale gelmesi bekleniyor.
https://futureflow.life/turkiyeye-5-gwlik-gunes-hucresi-uretim-tesisi-kurulacak/
4,4 GWh’lik hedeflenen enerji depolama kapasitesi, teorik olarak yaklaşık 4,4 milyon haneye bir saat boyunca elektrik sağlayabilecek düzeyde. Bu yatırım, aynı zamanda Litvanya’nın 2030 yılına kadar elektrik üretiminin yüzde 70’ini yenilenebilir kaynaklardan sağlama ve 2045 itibarıyla tamamen karbonsuz bir enerji sistemine geçme hedeflerini içeren ulusal stratejisinin de temel yapı taşlarından biri olacak.
Tüm bu gelişmeler, Litvanya’nın yalnızca Baltık bölgesinde değil, Avrupa genelinde de enerji depolama ve sürdürülebilir enerji politikaları alanında öncü ülkelerden biri olma yolunda ilerlediğini gösteriyor.
