Kolorado merkezli rüzgar enerji çözümleri sunan Radia, kara rüzgar enerjisinin dağıtımını hızlandırmak için yeni devrim niteliğindeki GigaWind girişimiyle karşımızda. Şirket, WindRunner adını verdiği dünyanın en büyük hava aracı sayesinde sektördeki en verimli rüzgar türbinlerinin teslimatını ve kurulumunu kolaylaştırmayı amaçlıyor.
WindRunner uçağı karadaki büyük rüzgar türbinlerinin lojistiğini sağlayacak
Karbondan arınma hedeflerine ulaşmada benzersiz hava taşımacılığı çözümleri sunan Radia, 2016 yılında Mark S. Lundstrom tarafından kuruldu. Şirket, yeni girişimiyle karadaki rüzgar enerjisinin ölçeklenebilirliğini artırarak ve iddialı karbonsuzlaştırma hedeflerine ulaşılmasına katkı sağlayarak dikkat çekiyor.
BloombergNEF ve Uluslararası Enerji Ajansı’na göre, 2050 yılına kadar karadaki rüzgar enerjisi küresel elektriğin yüzde 20 ile yüzde 40’ı arasında pay alabileceği öngörülüyor. Ancak, devasa kanat uzunluklarına sahip türbinler her ne kadar verimliliği yükseltmiş olsa da lojistik bakımdan zorlukları da beraberinde getiriyor.
WindRunner’ın birincil görevi karadaki rüzgar türbinlerinin devasa kanatlarını taşımak. Bu türbinler 45-90 metre uzunluğa ve 35 ton ağırlığa ulaşabiliyor. Bu devasa boyutlar mevcut taşıma yöntemlerini ciddi şekilde sınırlandırıyor.
Radia’nın WindRunner uçağı, rüzgar türbin bileşenlerini inşa edilecek alanlara doğrudan taşımasını sağlayarak yaşanabilecek lojistik problemlerin ortadan kalkmasını hedefliyor. Böylece GigaWind girişimi, büyük ölçekli rüzgar türbinlerinin kullanımı artırılarak rüzgar enerji endüstrisinde üretilen enerji miktarını iki katına çıkarmayı ve yenilenebilir enerji kaynaklarına daha fazla sermaye çekmeyi amaçlıyor.
Radia, LS Power, Good Growth Capital ve ConocoPhillips gibi önde gelen yatırımcılardan yaklaşık 100 milyon dolarlık fon desteği aldı. Bu fon akışı, sektörde Radia’nın yenilenebilir enerji projelerine daha fazla yatırım yapılmasını teşvik ediyor ve enerji fiyatlarını düşürerek enerji dönüşümüne yönelik çabaları destekliyor.
Radia’nın havacılık firmaları ve rüzgar türbini üreticileriyle kurduğu stratejik ortaklıklar, kara rüzgar piyasasında devrim yaratmaya yönelik işbirlikçi bir yaklaşımı temsil ediyor.
ilginizi çekebilir: Enercon’un yüksek performanslı yeni rüzgar türbini: E-175 EP5