Daha Fazla

    Avrupa Birliği Rus gazını ne zaman bırakacak?

    Avrupa Birliği son üç yılda Rusya’dan yaptığı doğalgaz ithalatını büyük ölçüde azaltarak enerji bağımlılığını düşürmede tarihi bir dönüşüm sürecine girdi. Ancak uzmanlara göre, birliğin 2028 yılına kadar Rus gazından tamamen çıkma hedefi, enerji arz güvenliği ve fiyat istikrarı açısından dikkatli, kademeli bir geçiş sürecini zorunlu kılıyor.

    Avrupa Birliği, Rus gazını böyle bırakabilir

    Enerji düşünce kuruluşu Ember’in Avrupa Enerji Politikası Danışmanı Tatiana Mindekova, AB’nin 2021’de enerji arzının yaklaşık yüzde 40–45’ini Rusya’dan sağlarken bu oranın 2024 sonunda yüzde 20’nin altına gerilediğini belirtti. Mindekova’ya göre bu önemli bir ilerleme olsa da Rus gazından tamamen kurtulmak, iyi planlanmış koordinasyon, güçlü uygulama ve kalıcı talep azaltma politikaları gerektiriyor.

    Mindekova, son dönemde Rus sıvılaştırılmış doğal gazı (LNG) ithalatındaki artışın süreci karmaşık hale getirdiğini vurguladı. “Gölge taşımacılık” ve yeniden ihracat uygulamalarının Rus gazının dolaylı yollarla Avrupa piyasasına girmesine neden olduğunu söyleyen uzman, özellikle Slovakya ve Macaristan gibi ülkelerde yüksek bağımlılığın devam ettiğine dikkat çekti. Ayrıca AB’nin yeni LNG terminallerine yönelmesinin, alternatif tedarikçilere uzun vadeli bağımlılık yaratabileceğini belirtti.

    Mindekova’ya göre Avrupa’nın sürdürülebilir çıkış stratejisi, yeni fosil kaynaklar değil; enerji verimliliği, elektrifikasyon ve yenilenebilir enerji yatırımlarının hızla artırılması olmalı. “Avrupa için en güvenli gaz, artık ihtiyaç duyulmayan gazdır.” ifadesini kullanan Mindekova, Rus gazının dolaylı yollardan piyasaya girmesini önlemek için izleme mekanizmalarının da güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

    AB’nin mevcut gaz tedarikinde Norveç birinci sırada yer alıyor ve 2024 itibarıyla 91 milyar metreküplük arz sağlıyor. Ancak Mindekova, Norveç’in üretim kapasitesinin sınırlı olduğunu, ABD LNG’sinin ithalatın yaklaşık yüzde 45’ini oluşturduğunu ve bu durumun “tek tedarikçiye aşırı bağımlılık” riski yarattığını söylüyor. Cezayir ve Kuzey Afrika kaynaklarının ise iç talep ve siyasi sınırlamalar nedeniyle kısıtlı katkı sağlayabildiği belirtiliyor.

    Columbia Üniversitesi Küresel Enerji Politikası Merkezi araştırmacısı Anne-Sophie Corbeau, AB’nin Rus gazı ithalatını 2021’deki 155 milyar metreküpten 2025 itibarıyla 35 milyar metreküpe kadar düşürdüğünü hatırlattı. Ancak bu düşüşün büyük ölçüde Rusya’nın arzı kısmasından kaynaklandığını vurguladı. Corbeau, TürkAkım hattı üzerinden Macaristan, Slovakya, Sırbistan ve Yunanistan’a gönderilen yaklaşık 15 milyar metreküp gazın erken kesilmesinin Orta Avrupa’da fiyatları hızla artırabileceği uyarısında bulundu.

    Corbeau’ya göre, 2028 hedefi küresel LNG arzının artacağı döneme denk geliyor. ABD, Katar ve Afrika kaynaklı yeni projelerin devreye girmesiyle önümüzdeki yıllarda LNG arzının artması bekleniyor. Bu durum Avrupa’daki fiyat baskısını hafifletebilir; ancak geçişin başarılı olabilmesi için Neptun sahası, Krk LNG terminali ve Orta Avrupa bağlantı hatlarının zamanında tamamlanması gerekiyor.

    Uzmanlara göre, AB’nin Rus gazından tamamen çıkışı yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda jeopolitik bir sınav niteliğinde. Enerji arz güvenliğini korurken yeni bağımlılıklar yaratmamak için enerji talebinin düşürülmesi, yenilenebilir kaynakların hızla devreye alınması ve altyapı dayanıklılığının güçlendirilmesi şart. Mindekova’nın ifadesiyle, “Gerçek başarı, Rus gazının yerini başka fosil kaynaklarla doldurmak değil, bu gaza artık ihtiyaç duymayan bir Avrupa inşa etmek olacaktır.”