Daha Fazla

    Ekstrem hava şartları güneş enerjisinde verimi düşürüyor

    Dünya genelinde temiz enerji yatırımları hızla artarken, güneş enerjisi üretimi iklim kaynaklı aşırı hava olayları nedeniyle yeni bir tehdit ile karşı karşıya. Dolu, fırtına, yüksek sıcaklık ve benzeri şiddetli doğa olayları, güneş panellerinin verimliliğini olumsuz etkileyerek sadece geçici performans kayıplarına yol açmakla kalmıyor, aynı zamanda donanım üzerinde kalıcı fiziksel hasarlara da neden olabiliyor. Bu durum, güneş enerjisinin küresel ölçekte artan önemine rağmen, iklim değişikliğinin etkilerinin enerji sistemleri üzerindeki baskısını daha da görünür hale getiriyor.

    Aşırı hava olayları güneş enerjisinde verimliliği azaltıyor

    Uluslararası enerji düşünce kuruluşu Ember’in 2024 yılına ait raporuna göre, güneşten elektrik üretimi geçen yıl 474 TWh artışla yeni bir rekor kırarak yüzde 29 büyüme kaydetti. Güneş enerjisi, üst üste üçüncü kez temiz enerji kaynakları arasında en büyük katkıyı sağlayan kaynak oldu. Ancak bu etkileyici büyüme, aşırı hava koşullarıyla sınanıyor. Ember Küresel Elektrik Analisti Kostantsa Rangelova, özellikle yüksek sıcaklıkların güneş panellerinin verimliliğini doğrudan düşürdüğünü belirtiyor. Standart test koşullarının 25°C olduğu düşünüldüğünde, pek çok panel gerçek ortamda bu sıcaklığın üzerinde çalışıyor ve her bir derece artış performansta azalmaya neden olabiliyor.

    Rangelova’nın verdiği bilgilere göre, Amerika Yenilenebilir Enerji Laboratuvarı (NREL), aşırı hava olaylarının güneş panellerinde 2 ila 4 gün süren geçici kesintilere neden olduğunu ve bu durumun yıllık üretimde yaklaşık yüzde 1’lik bir kayba yol açtığını belirtiyor. Ancak daha da önemlisi, bu tür olumsuz hava koşullarına tekrar tekrar maruz kalmak, panellerin ömrünü kısaltabiliyor ve beklenen yıpranma oranlarının ötesinde bozulmalara neden olabiliyor.

    https://futureflow.life/turkiyeye-5-gwlik-gunes-hucresi-uretim-tesisi-kurulacak/

    Fiziksel hasar açısından da risk büyüyor. Çapı 25 mm’yi geçen dolu taneleri veya 90 km/saatten hızlı rüzgarlar, panel camlarında kırılma ya da montaj sistemlerinde hasara yol açabiliyor. Bu tür senaryolara karşı paneller dayanıklılık testlerinden geçiyor olsa da, kurulum yerinin çevresel koşulları, rüzgar yönü gibi faktörler hasar riskini ciddi şekilde etkileyebiliyor. Ayrıca yoğun bulutlanma, duman ve toz gibi çevresel etkenler de ışınımı azaltarak kısa vadeli üretim düşüşlerine yol açabiliyor.

    Bu tehditler karşısında sektör, daha dayanıklı çözümler arayışında. Rangelova, çift camlı (dual-glass) panellerin ve UV dayanımlı özel kaplamaların fiziksel korumayı artırdığını ifade ediyor. Ayrıca, TOPCon gibi yeni nesil hücre teknolojilerinin yıllık bozulma oranlarını yüzde 0,25’e kadar düşürebildiği belirtiliyor; bu oran geleneksel PERC hücrelerde yüzde 0,5 ile 0,7 arasında değişiyor. Tüm bu gelişmeler, güneş enerjisi sektörünün iklim kaynaklı risklere karşı daha dayanıklı hale gelmesi adına umut verici bir ilerleme olarak görülüyor.