2053 yılına kadar net sıfır olma hedefi doğrultusunda ilerleyen Türkiye, bu yolculukta bazı zorluklarla da karşılaşıyor. Ancak, bu zorlukları fırsata çevirmek mümkün.
Bain & Company Türkiye’de sürdürülebilirlikle ilgili zorlukları ve fırsatları ortaya koyan “Net Sıfır için Son Çağrı: Türkiye’de Zorlukların Ardındaki Fırsatı Yakalamak” adlı çalışmasını 1 Aralık 2023 tarihinde İstanbul’da düzenlenen “İklim Değişikliği CEO Forumu” etkinliğinde duyurdu.
Türkiye için sürdürülebilirlik anketi yapıldı
Rapora göre, Türkiye’nin gelişmekte olan ekonomisi karbonsuzlaşma için bir zorluk oluşturmayı sürdürüyor, ancak bu aynı zamanda bir fırsat anlamına da gelebilir. Rapor, karbonsuzlaşmanın olgun ekonomiler için genellikle yeniden yatırım yapma ve adaptasyon anlamına geldiğini ifade ederken; gelişmekte olan ekonomilerin ise tasarlayacakları yeni sistemler sayesinde ilerlemeyi hızlandırabileceklerine dikkat çekiyor.
Türkiye’nin şimdilik ekonomik kalkınmaya sürdürülebilirlikten daha fazla öncelik verdiğine değinen raporda, bu durumun, henüz bir kömürden çıkış planı hazırlanmamış olmasından ve özel sektörde (ulusal emisyonların yüzde 20’sinden azını oluşturan) 2021 yılında, sayısı 100’ü geçmeyen şirketin CDP (Karbon Saydamlık Projesi) aracılığıyla karbon ayak izlerini raporlamasından açıkça anlaşıldığı belirtiliyor. Ancak, rapora göre, bu manzaraya rağmen iyimser olmak için nedenler bulunuyor: Kömür, Türkiye’nin enerji şebekesinin önemli bir parçasını oluşturuyor ve kömür yakıtlı enerji yatırımları devam ediyor olsa da, Türkiye Ulusal Enerji Planı, 2035 yılına kadar 2021 seviyelerine kıyasla rüzgar enerjisi kapasitesinin yüzde 179, güneş enerjisi kapasitesinin ise yüzde 578 artırılmasını taahhüt ediyor.
Türkiye’nin karbondan arınma ve iklim uyumuna ilişkin durumu hakkında net bir portre ortaya koyan “İklim Değişikliği CEO Forumu” ayrıca bu yolculuğu hızlandırmak ve hedeflere ulaşmak için, hem özel sektör hem de kamu tarafında yapılması gerekenlere ilişkin temel eylem çağrılarını detaylandırdı.
Bain & Company, sürdürülebilirlik konusundaki küresel taahhüdünün bir parçası olarak ve Türkiye’de özel sektörün iklim değişikliğiyle bağlantılı zorlukları ve fırsatları nasıl gördüğünü anlamak amacıyla, yaklaşık 20 Türk şirket yöneticisini kapsayan yönetici görüşmeleri ile orijinal analizleri bir araya getirdi. CEO’lar ve diğer yönetim kurulu düzeyindeki liderlerin katıldığı görüşmelerde, Türkiye’nin net sıfır hedefine ulaşıp ulaşamayacağı, karbonsuzlaşmayı mümkün kılmak için ne gibi çalışmaların gerçekleştirildiği ve hangi engellerin bulunduğu gibi sorular ele alındı.
Bain & Company Güney, Doğu Avrupa ve Orta Doğu Bölge Direktörü ve Türkiye Yönetici Direktörü Roberto Prioreschi ve Bain & Company Türkiye Ortağı Armando Guastella tarafından hazırlanan Bain’in “Net Sıfır için Son Çağrı: Türkiye’deki Zorlukların Arkasındaki Fırsatı Yakalamak” adlı çalışmasından çıkan beş temel mesaj şöyle sıralanıyor:
· Türkiye net sıfır hedefine ulaşabilir. Ancak çalışmaların bir an önce hızlandırılması gerekiyor. Şirketler karbon salınımlarıyla ilgili daha fazla veri paylaşmalı, kısa vadeli görüşlerden vazgeçmeli ve iş ekosistemlerinin düşük karbon salınımlı bir geleceğe koşmasına yardımcı olmalı.
· Karbonsuzlaşma için, tedarik zincirlerinin liderliğin yanı sıra pratik desteğe de ihtiyacı var. Görüşülen on şirketten yedisi, iş ortaklarının salınımlarını azaltmasına yardımcı oluyor; ancak yaklaşık üçte biri, nakit darlığı ile karşı karşıya olan tedarikçilerini değişim ihtiyacı konusunda ikna etmekte zorlanıyor.
· Salınımlar konusunda daha fazla şeffaflık şart. Ankete katılan şirketlerin sadece %10’u dahili karbon fiyatlandırmasını iş süreçlerine dahil etmiş durumda iken, %90’ı salınımlarını hesaplamanın kendileri için bir sorun olduğunu söylüyor.
· İklimle ilgili finansmana ulaşmak evrensel bir zorluk ve politikaların yönü konusunda net bir tablo gerektiriyor. Liderler, karbonsuzlaşma için daha fazla teşviğe ve yatırımları nereye yönlendireceklerini bilmeleri bakımından standartlara ihtiyaç duyduklarını söylüyor.
· İklimle ilgili sermaye tahsisi, karbonsuzlaşmadan adaptasyona doğru yayılıyor. Ancak yine de bu faaliyetlerin bir değiş tokuştan ziyade tamamlayıcı olarak görülmesine ihtiyaç var.
Bain Türkiye Ortağı Armando Guastella, Türkiye’nin bir yandan düşük karbon salınımlı bir dünyaya uyum sağlarken diğer yandan da ekonomik büyümesini sürdürmeye çalışacağı belirleyici bir on yılla karşı karşıya olduğunun altını çizerek şu değerlendirmeyi yaptı:
“Avrupa ve Kuzey Amerika’daki ana ticaret ortakları tedarik zincirlerini karbonsuzlaştırmaya çalışırken, Türkiye’nin önünde muazzam bir fırsat var. Halihazırda, Türkiye’nin net sıfır salınıma giden yolu son derece zorlu olsa da, doğru devlet teşvikleri ile mümkün görünüyor. Gerçekten de düzenlemeler, Türk işletmelerinin Avrupalı ve Kuzey Amerikalı müşterilerin çıkarlarıyla uyum sağlayabilmesinde kilit bir rol oynayacaktır. Ancak, bu fırsatı yakalamak yalnızca hükümet politikalarıyla ilgili olmayacak. Özel sektörün bu alandaki taleplerini net bir şekilde ifade etmesi ve daha sürdürülebilir iş ekosistemleri yaratma konusunda inisiyatif alması gerekecek.”
Forum kapsamında, Aydem Yenilenebilir Enerji Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi Dilek Bil’in moderatörlüğünü yaptığı “Sürdürülebilir bir iş dünyası için güçleri birleştirmek” paneline katılan Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Türkiye Başkan Vekili Hande Işlak, Tosyalı Holding Strateji ve İş geliştirme Grup Başkanı Zafer Sönmez, AmCham Sürdürülebilirlik Komitesi Başkanı Durmuş Topçu, Avrupa Yatırım Bankası Türkiye Başkanı Umberto del Panta ve Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası CEO’su ve Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Öztop çözümler, zorluklar ve fırsatlar hakkında görüşleri ile katkıda bulundu.
İlginizi çekebilir: İstanbul İklim Değişikliği Eylem Planı hazırlandı