Bir süredir Almanya ve Fransa arasında, nükleer enerji konusunda bir anlaşmazlık vardı. Bu anlaşmazlık, Almanya‘nın boyun eğmesiyle sona erdi. Almanya, Fransa’ya nükleer enerji santrallerini finanse etmek için devlet sübvansiyonlarını kullanması için alan tanıdı.
Almanya – Fransa anlaşmazlığı bitti
Çin ve ABD’deki geniş devlet yardımı rejimleri karşısında AB elektrik piyasasında uzun süredir devam eden reformun önündeki engel, Almanya tarafından kaldırıldı. Almanya, Fransa’ya devlet sübvansiyonları için alan tanımaya karar verdi.
Aslında Almanya, Avusturya ve Lüksemburg, nükleer enerjiye karşı. Aynı zamanda bu ülkeler, Fransa’ya nükleer santral izni vererek, Fransız endüstrisine yapısal olarak daha düşük enerji fiyatları sağlayacak ve böylece rekabet avantajını kaybedecekti. Bu sebepten de bir süredir, Fransa’yı engellemek istiyordu.
Lüksemburg’da bir araya gelen enerji bakanları arasında varılan anlaşma, Fransa’nın, elektriğinin yaklaşık yüzde 70’ini üreten, büyük ölçüde devlete ait olan nükleer santrallerini finanse etmek için hükümet desteğini kullanabileceği anlamına geliyor.
Bloğun elektrik piyasasına ilişkin yeni AB kurallarının bir parçası olarak, Fransa’nın fark sözleşmeleri olarak bilinen finansman yapılarını kullanmasına izin verilecek. Bunlar, elektrik sağlayıcıları için bir minimum fiyat garantisinin yanı sıra, devletin herhangi bir geliri geri alabileceği bir tavan da belirliyor.
Ancak Paris, AB’nin mevcut enerji santrallerine uygulanan planlardan elde edilen gelirlerin endüstriyel tüketicilere iade edilmesine izin vermesi yönünde başka bir imtiyaz elde edemedi. Öte yandan anlaşma, Avrupa Komisyonu’na devlet yardımlarının faydalarını değerlendirme konusunda daha fazla yetki veriyor.
Fransa Enerji Bakanı Agnès Pannier-Runacher, anlaşmanın üye devletlerin manevra alanına sahip olmalarına ve kendi enerji karışımları temelinde harekete geçmelerine olanak tanıyan bir denge kuran bir uzlaşma olduğunu söyledi.
Almanya Şansölye Yardımcısı Robert Habeck de reformu değerlendirirken, tüketicilere ve sanayiye Avrupa çapında düşük elektrik fiyatlarına erişim sağlanacağına dikkat çekti.
Birçok bakan, reformun, bloğun ABD ve Çin’de temiz enerjiye yönelik geniş devlet sübvansiyonlarına tepkisi açısından hayati önem taşıdığını düşünüyor.
Lüksemburg Enerji Bakanı Claude Turmes, bu konuyla ilgili düşüncelerini, “Enerji yoğun endüstrilerimiz için küresel bir rekabet içindeyiz” diyerek dile getirdi.
Görüşmelere katılan üst düzey bir AB yetkilisi, üye ülkeler arasında bir anlaşmaya varmanın ince ipte yürümek gibi olduğunu söyledi.
İlginizi çekebilir: Fransa ve Almanya orta yolu bulamıyor