Yaz aylarında Shell’in yeni Genel Müdürü Wael Sawan, petrol üretimini azaltmak yerine sabit tutacaklarını söyledi. Bu açıklama, çevrecilerin tepkisini çekmişti. Ancak aslında Shell‘in sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) işi için hedefleri var. Şirket, buradaki üretimi artırmanın öncelikli olduğunu söyledi. Shell, LNG işine 2025 yılına kadar yılda 4 milyar dolar yatırım yapmayı hedefliyor. Bu hedefe ilerlerken, temiz enerjinin gözardı edilmeyeceği söyleniyor.
İlginizi çekebilir: Astor Enerji ve Shell’den iş birliği
Shell LNG üretimini artıracak, temiz enerjiyi unutmayacak
LNG, yani sıvılaştırılmış doğal gaz, Shell’in en büyük para kazandırıcı kalemi haline geldi. LNG faaliyetlerinin hakim olduğun entegre gaz bölümü, son 5 yılın 4’ünde, grup kârına en büyük katkıyı sağlayan bölüm oldu. Şirket, 2023 yılının ilk yarısında 14,7 milyar dolar kazanç elde etti. Bu kazancın yarısından fazlasını LNG oluşturdu.
Ben van Beurden’den sonra genel müdürlük koltuğuna geçen Wael Sawan, temiz enerji yatırımlarını artırarak 2050 yılına kadar net sıfır emisyon elde etme stratejisine hala sadık olunduğunu söyledi.
Financial Times’ın haberine göre şirketin en büyük hissedarlarından biri, LNG hacimlerini artırmanın mevcut ortam için “pragmatik” bir strateji olduğunu söyledi. Hissedara göre, karbondan arındırılmış bir dünyada doğal gaza olan talep, fosil yakıtlara olan talebi geride bırakacak.
Ancak hissedar, uzun vadede temiz enerji yerine LNG’ye öncelik vermenin bir risk olabileceğini de sözlerine ekledi.
Bernstein analistlerinden Oswald Clint’e göre diğer hissedarlar, özellikle ABD’de yerleşik olanlar, Shell’in en kazançlı işine olan bağlılığı konusunda daha olumlu düşünüyor.
Shell, LNG’nin enerji geçişinde önemli bir rol oynayacağını savunuyor. Yandığında gaz, aynı miktarda enerji karşılığında kömürün karbondioksitinin yarısını üretiyor. LNG, petrolden yüzde 30 daha az karbondioksit üretmesiyle öne çıkıyor.
En büyük 20 hissedar, yine de yakıtın karbon saldığını, bunun da Shell’in Mart ayında enerji geçiş stratejisini güncellerken LNG’ye artan yatırımını yansıtacak şekilde mevcut emisyon azaltma hedeflerini yumuşatmak zorunda kalacağı anlamına geldiğine dikkat çekti.