Rystad Energy tarafından yayımlanan son rapora göre, küresel enerji depolama kapasitesinde önümüzdeki yıllarda büyük bir artış yaşanması bekleniyor. “Enerji Depolama Görünümü – Mayıs 2025” başlıklı rapor, 2040 yılına kadar dünya genelindeki enerji depolama kapasitesinin yedi kat artarak 4 terawatt’ı aşacağını öngörüyor. Bu büyümenin temel nedenlerinden biri, güneş ve rüzgâr gibi kesintili yenilenebilir enerji kaynaklarının hızla yaygınlaşması. Bu kaynaklar, enerji sistemlerinde daha fazla esneklik gerektiriyor ve bu ihtiyacın karşılanmasında batarya enerji depolama sistemleri (BESS) kilit rol oynuyor.
Enerji depolamada küresel kapasite 2040’a kadar 7 kat yükselecek
2024 yılı, enerji depolama sektöründe rekorlarla dolu bir yıl olarak kayıtlara geçti. Sadece bu yıl içinde dünya genelinde yaklaşık 200 GWh’lik yeni batarya kapasitesi faaliyete geçti. Bu, önceki yıla kıyasla yaklaşık yüzde 80’lik bir büyüme anlamına geliyor. Bu artışın en büyük bölümünü Çin sağladı, ancak ABD, Avustralya, Birleşik Krallık ve Almanya gibi ülkeler de önemli katkılar sundu. Bu ivmenin arkasında ise teknolojik ilerlemelerle birlikte düşen kurulum maliyetleri yatıyor. 2024 itibarıyla batarya sistemlerinin ortalama kurulum maliyeti kilovat saat başına 300 doların altına indi, bazı projelerde ise elektrik depolamanın düzlenmiş maliyeti megavat saat başına 60 dolara kadar geriledi.

Bu gelişmelerle birlikte enerji depolama sistemleri, sadece yenilenebilir kaynaklardan gelen enerjinin daha verimli kullanılmasını sağlamakla kalmıyor; aynı zamanda elektrik piyasalarında artan fiyat dalgalanmalarına karşı dengeleyici bir unsur olarak da öne çıkıyor. Özellikle öğle saatlerinde güneş enerjisi fazlasını toplayan batarya sistemleri, bu enerjiyi akşam saatlerinde şebekeye vererek arz-talep dengesine önemli katkı sunuyor.
https://futureflow.life/tesla-satislari-avrupada-dususunu-surduruyor/
Kaliforniya’daki uygulamalar ise bu dönüşümün etkileyici bir örneğini oluşturuyor. Eyalet, 2025 yılı başı itibarıyla 12 GW’ı aşan batarya kapasitesine ulaşmış durumda ve bu kapasite, akşam ve gece saatlerindeki elektrik talebinin yüzde 11’ini karşılamada kullanılıyor. Bu sayede güneş enerjisinin şebeke ile entegrasyonu daha verimli hale gelirken, karbonsuz enerji hedeflerine ulaşmak da daha gerçekçi bir zemine oturuyor.
Raporda ayrıca, 2050 yılına kadar küresel güneş enerjisi üretiminin 10 kat artacağı tahmin ediliyor. Bu doğrultuda enerji depolama sistemlerinin, elektrik sistemlerinin karbonsuzlaştırılmasında temel bir yapı taşı olmaya devam edeceği vurgulanıyor.