Her ay farklı bir sektörün girişimcilere rehberlik etmesini hedefleyen GOOINN, ‘yeni teknolojiler ve trendler’ araştırmasını bu ay CleanTech’e ayırdı. Sürdürülebilirlik ve temiz enerji, günümüzün en önemli konularından biri haline gelmişken, yayımlanan her rapor, sektör için kritik bir öneme sahip.
CleanTech, maliyetleri düşürmek, negatif ekolojik etkiyi büyük ölçüde azaltmak ve doğal kaynakların üretken kullanımı geliştirmek için kullanılıyor.
2023 CleanTech Raporu yayımlandı
2023 CleanTech Raporu’na göre, 2015 yılında Paris Anlaşması imzalandıktan sonraki ilk beş yılda temiz enerjiye yapılan yatırım yılda sadece yüzde 2 arttı. Güneş fotovoltaik (PV), piller ve elektrikli araçlar üzerine yapılan harcamalar, 2050’ye kadar küresel net sıfır emisyon hedefine ulaşmayı sağlayan oranlarda daha da büyüyecek.
Rapora göre, güneş fotovoltaik (photovoltaic, PV), rüzgar, piller, elektroliz cihazları ve ısı pompalarından oluşan beş temel temiz teknoloji için duyurulan üretim kapasitesinin tahmini, 2030’da tahmin edilen talep pazar büyüklüğünün 640 milyar doları aşması bekleniyor.
Temiz enerji teknolojisinin üretimi hızla artarken, kapasite artışı da bekleniyor. 2022 yılında piller yüzde 72, güneş PV’leri yüzde 39, elektroliz cihazlar yüzde 26 ve ısı pompaları yüzde 13 oranında yıllık büyüme kaydettiği görülmüştü. Rüzgar üretim kapasitesi ise yüzde 2 civarında bir büyüme gerçekleştirmişti.
Buradaki kritik noktalardan biri de iş gücü. Temiz enerji teknolojilerini kurmak ve üretmek için iş gücünün artması gerekiyor.
Günümüzde yaklaşık 33 milyon kişi temiz enerji alanında çalışıyor. 2030 yılında ise elektrikli araçlar ve pillerini üretmek için ek olarak 8 milyon işçiye ihtiyaç duyulacak. Ayrıca güneş enerjisi, rüzgar ve ısı pompası sistemlerini kurmak ve üretmek için ek olarak 4 milyon işçiye daha ihtiyaç duyulacağı bildiriliyor.
Yapay zeka ile kârlılık artabilir
Yapay zeka, son zamanların en popüler konusu. Temiz enerji ve sürdürülebilirlik konularında da yapay zeka etkili olacak. Yapay zekanın akıllı sistemleri de enerji tüketim verilerini izleyerek ve analiz ederek, endüstriyel faaliyetlerin enerji kullanımını optimize ederken karbon ayak izini azaltacak. Yapay zeka algoritmaları, güneş panelleri ve rüzgar türbinleri gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının performansını optimize ederken, bakım ve atık yönetimi konularında da kararlılık ve verimlilik açısından büyük önem taşıyacak.
CleanTech’i şekillendirecek trendler
Raporuna göre, geleceğin CleanTech trendleri şu şekilde;
Enerji Depolama, Karbon Yakalama ve Depolama, Endüstriyel Karbonsuzlaşma, Yeşil Hidrojen, Temiz Amonyak, Ağ Operatörleri Gündeminde Dayanıklılık, Elektrikli Araçlar, Güneş Fotovoltaik Teknolojisi, Düşük Karbonlu İnşaat, Güvenli ve Sürdürülebilir Atık Yönetimi, Yeşil Malzemeler, Enerji Tüketiminin Yönetimi ve Optimizasyonu.
Girişimcilere destek
CleanTech girişimciliği sürdürülebilir ekonomilere geçişte kilit rol oynuyor. Ayrıca, Birleşmiş Milletler Sanayi ve Kalkınma Teşkilatı (UNIDO)’nın çevresel zorlukları ele almak için cleantech inovasyonunu ve girişimciliğini teşvik etmek amacıyla kurduğu Küresel Temiz Teknoloji İnovasyon Programı’na (Global Cleantech Innovation Programme, GCIP) KOBİ her alanda destekleyerek daha fazla yatırım yapacağı aktarıldı.
Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu ve toplam bütçesinin 27 milyon doların aştığı UNIDO’nin GCI programı çerçevesinde, iklim değişikliğinin özellikle gelişmekte olan pazarlar ve kalkınmakta olan ekonomilerde kadınları daha fazla etkilediğinin altı çiziliyor. Kadın girişimcilerin yeşil bir geleceği destekleyen işletmeler kurmaları ve ürünler geliştirmelerine yönelik finansal ve ürün geliştirme odağında desteklerin artırılacağı belirtiliyor.
Girişimciler bu kadar önemliyken, yatırımcıların gözü de tabii ki bu alanda. Beklenti, yatırımcıların bu alana daha fazla akın edeceği yönünde.
Son olarak, gelecek dönemde şirketlerin karbonsuzlaştırma çabalarının daha da artmasıyla “Startup-Şirket” iş birliklerinin daha sık görüleceğini öngörüyor.