Daha Fazla

    Yenilenebilir enerji piyasasında yeni teknolojiler öne çıkıyor

    Willis tarafından yayımlanan “Yenilenebilir Enerji Piyasası İncelemesi 2025” raporu, sektördeki büyümenin küresel ekonomik belirsizliklere ve piyasa dalgalanmalarına rağmen ivme kazandığını ortaya koyuyor. “Yeni Nesil Yenilenebilir Enerji: Risk Dayanıklılığı ve Sigorta Hazırlığı” başlıklı çalışma, enerji piyasalarının önümüzdeki yıl karşılaşabileceği riskleri, fırsatları ve sigorta sektörünün bu dönüşüme nasıl adapte olduğunu çok boyutlu bir bakış açısıyla değerlendiriyor. Raporda, özellikle gelişmekte olan piyasaların taşıdığı potansiyel ve bu alanlarda risk yönetimi stratejilerinin nasıl yeniden şekillendiği ayrıntılı şekilde ele alınıyor.

    Yenilenebilir enerji piyasasında yeni teknolojiler gündemde

    Sigorta sektöründe son dönemde yaşanan kapasite fazlası, şirketler arasındaki rekabeti körükleyerek prim oranlarının düşmesine neden oluyor. Bu durum, yenilenebilir enerji yatırımları için daha cazip bir finansal zemin oluştururken; artan doğal afet riski ve iklim değişikliğine bağlı kayıplar hâlâ sektörün karşı karşıya olduğu başlıca tehditler arasında yer alıyor. Özellikle rüzgâr santralleri ve güneş enerjisi tesislerinin sık karşılaştığı şiddetli hava olayları, sigorta teminatlarının kapsamını ve maliyetini etkileyen önemli faktörler olarak öne çıkıyor.

    Raporda, 2025 yılı itibarıyla enerji teknolojilerinde kaydedilen yenilikler de dikkat çekiyor. Güneş panelleriyle entegre bina malzemeleri, kinetik enerji kullanan altyapı çözümleri, yerçekimi temelli enerji depolama sistemleri ve henüz ticarileşmemiş olsa da uzun vadede büyük potansiyel taşıyan nükleer füzyon gibi gelişmeler, enerji sektörünün yönünü belirleyecek başlıca teknolojik atılımlar arasında sayılıyor. Bu tür yeniliklerin yalnızca enerji üretimini değil, aynı zamanda risk profillerini de önemli ölçüde değiştireceği öngörülüyor.

    Büyüyen bu ekosistemde, sigorta sektörünün risk yönetimi yaklaşımları da dönüşüm geçiriyor. Tehlike teşhisinde daha ileri seviye analiz yöntemleri geliştirilirken, parametrik sigorta çözümleri gibi esnek ürünler öne çıkmaya başladı. Aynı zamanda doluluk oranlarına göre çalışan iklim modellemeleri ve büyük veri destekli analizler sayesinde, iklim risklerinin çok daha doğru şekilde hesaplanması mümkün hale geliyor. Bu gelişmeler, özellikle yenilenebilir enerji projelerinin uzun vadeli finansmanında güven artırıcı unsurlar olarak değerlendiriliyor.

    https://futureflow.life/cin-gunes-ve-ruzgar-enerjisinde-520-gw-yatirim-yapacak/

    Willis Doğal Kaynaklar Küresel Yenilenebilir Enerji Lideri Steven Munday’e göre, küresel ölçekteki ekonomik ve çevresel baskılara rağmen sektör hâlâ güçlü bir inovasyon ivmesine sahip. Munday, düşük karbonlu enerjinin yalnızca rüzgâr ve güneşle sınırlı olmadığını; teknolojik çeşitliliğin ve bölgesel esnekliklerin sektörü daha da dayanıklı hale getireceğini vurguluyor. Ayrıca, güven ve şeffaflık ortamının güçlendirilmesi durumunda, sektörün daha fazla yatırım ve sigorta desteğiyle büyümeye devam edeceğini öngörüyor.

    Raporun en dikkat çekici çıktılarından biri ise sigorta sektöründeki paradigma değişimi. Fosil yakıt temelli projelere sağlanan sigorta desteklerinin giderek daralmasına karşın, yenilenebilir enerji projelerine yönelik daha geniş kapsamlı koruma seçenekleri sunuluyor. 2025 yılında ürün bazlı muafiyetlerin azalması, teminat koşullarının sadeleşmesi ve yeni ürünlerin devreye girmesiyle birlikte yatırımcıların daha az riskle hareket edebileceği belirtiliyor. Bu da yenilenebilir enerji yatırımlarının hem finansal hem de sigorta boyutunda daha cazip hale gelmesini sağlıyor.