Günümüzde giderek artan elektrikli cihaz ve araçlar nedeniyle enerji ihtiyacı da hızla yükseliyor. Rüzgar ve güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerji projelerindeki rekor büyüme bu ihtiyacı karşılamaya yardımcı olsa da, üretilen elektriği iletim hatları üzerinden kullanıcılara ulaştırmakta güçlük çekiliyor. Yeni iletim hatlarının inşaatı ise hem maliyetli hem de zaman alıcı bürokratik süreçlerle karşı karşıya kalıyor. Heatmap isimli bir yayında yer alan araştırmaya göre, şebeke operatörleri bu sorunu aşmak için farklı bir yöntem kullanmaya başladı. Bu Yeniden iletkenleştirme yöntemi, mevcut direk ve kulelere daha gelişmiş iletkenler yerleştirmekten ibaret. Bu sayede tüm izin ve onay süreçlerinden geçmek yerine, sadece bakım izni almak gerekiyor.
Yeniden iletkenleştirme ile iki kat daha fazla güç
Alüminyum iletkenlerin yerine daha hafif ve güçlü kompozit çekirdekli iletkenler kullanılmasıyla aynı hatlardan iki kat daha fazla güç iletimi sağlanıyor. Malzeme maliyeti daha yüksek olsa da, izin süreçlerinden tasarruf edilmesi toplam maliyeti düşürüyor. Araştırmada, Teksas gibi bölgelerde başarılı uygulamalara yer veriliyor. Bu yöntemin yenilenebilir enerji projelerinin zamanında ve bütçe dahilinde tamamlanmasına yardımcı olduğu belirtiliyor. 2035 yılına kadar gelindiğinde, geleneksel yöntemlere göre dört kat daha fazla kapasite artışı sağlanması ve ABD’nin %90 oranında yenilenebilir enerjiye geçişine olanak tanınması öngörülüyor.
Bu teknolojinin bazı durumlarda uygulanmasının mümkün olmadığı, ancak en büyük engel olarak elektrik şirketlerinin yeni teknolojiye olan çekinceleri gösteriliyor. Ayrıca, bazı şebeke operatörlerinin verimsiz altyapı yatırımlarından çıkar elde etmesi nedeniyle düzenleyici değişiklikler de gerekebilir. Yeniden iletkenleştirme teknolojisinin yaygınlaşması, yenilenebilir enerji kaynaklarının etkin kullanımına ve enerji ihtiyacının karşılanmasına önemli katkı sağlayabilir.
İlginizi çekebilir: İskoçya enerji ihtiyacı için tamamen yeşil enerjiyi benimsiyor
