Çin merkezli elektrikli araç üreticisi Xpeng Motors, 2025 yılı sonuna kadar 60 farklı ülkeye giriş yapmayı hedefleyen büyük bir küresel genişleme planını devreye aldı. Şirketin CEO’su He Xiaopeng tarafından yapılan açıklamada, şu anda yüzde 10 seviyesinde olan yurt dışı satış oranının 2035 yılına kadar yüzde 50’ye çıkarılmasının planlandığı belirtildi. Bu strateji, Çin dışındaki pazarlarda etkinliğini artırmak isteyen markanın küresel otomotiv endüstrisindeki rolünü büyütmeye yönelik en net adımı olarak öne çıktı.
Elektrikli araç üreticisi Xpeng, 60 yeni ülkeye açılıyor
Xpeng’in bu uluslararası açılım süreci, Temmuz 2023’te Volkswagen tarafından gerçekleştirilen 700 milyon dolarlık yatırımla ivme kazandı. Alman otomotiv devi, bu yatırım karşılığında Xpeng’in yüzde 4,99’luk hissesini alırken, iki şirket aynı zamanda Çin pazarı için iki yeni elektrikli model geliştirme konusunda anlaşmaya vardı. Bu modellerin üretiminin 2026 yılında başlaması ve Volkswagen markası altında piyasaya sürülmesi planlanıyor.
Araç satışının ötesine geçen bir yapı kurmayı hedefleyen Xpeng, Ar-Ge, üretim ve satış sonrası hizmet alanlarında da küresel operasyonlarını güçlendiriyor. Şirket, Avrupa kıtasında Polonya, Çekya, Slovakya ve İsviçre gibi ülkelerde resmi faaliyetlerine başladı. Avrupa’da potansiyel bir üretim tesisi kurulması da gündemdeki başlıklar arasında yer alıyor. Şirketin Asya’daki ilk denizaşırı montaj fabrikasının inşaatı ise Endonezya’da sürüyor.
https://futureflow.life/apple-surdurulebilirlik-hedeflerinde-basari-elde-etti/
Teknoloji yatırımlarını da sürdüren Xpeng, 2025 yılı içinde Çin pazarında Seviye 3 otonom sürüş sistemini kullanıma sunmayı planlıyor. Bu kapsamda yapay zekâ ve otonom teknolojiler alanında 2024 yılı boyunca yaklaşık 616 milyon dolarlık yatırım yapılması öngörülüyor.
Xpeng’in bu kapsamlı büyüme hamlesi, sadece satış hacmi açısından değil, üretim ve teknoloji geliştirme kabiliyeti bakımından da şirketin küresel rekabet gücünü artırmaya yönelik bir dönüşüm sürecine işaret ediyor. Elektrikli araç pazarının giderek kızıştığı bir dönemde, bu adımların otomotiv sektöründeki dengeleri değiştirecek etkiler yaratması bekleniyor.
