Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından yayınlanan Kasım 2024 “Şarj Hizmeti Piyasası Aylık İstatistikleri” raporu, Türkiye’nin elektrikli araç şarj altyapısı önemli bir büyümeyi gözler önüne serdi. Rapora göre, ülke genelindeki toplam şarj soket sayısı 25.096 adede ulaştı. Bu, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 134,5’lik etkileyici bir artışa işaret ediyor.
Şarj altyapısı güçlü bir şekilde büyüyor
2023 Kasım ayında 10.701 olan toplam şarj soket sayısının bir yıl içinde bu denli artması, Türkiye’de elektrikli araçlara olan talebin hızla yükseldiğini gösteriyor. Bu soketlerin 15.327’si AC standart şarj, 9.769’u ise daha hızlı şarj imkanı sunan DC hızlı şarj soketlerinden oluşuyor. DC hızlı şarj destekli soketlerin toplam kurulum içindeki payı yaklaşık yüzde 40, bu da hızlı şarj teknolojilerinin elektrikli araç kullanıcıları için ne kadar önemli hale geldiğini ortaya koyuyor.
EPDK raporunda ayrıca şarj istasyonlarının toplam kurulu gücünün Kasım ayında bir önceki aya göre yüzde 4,84 artarak 1644 megavata ulaştığı belirtildi. 23 kW ile 151 kW+ arasında değişen güç seçeneklerine sahip bu altyapı, geniş bir kullanıcı kitlesine hitap ediyor.
Şarj altyapısındaki büyüme, elektrikli araçların yaygınlaşmasını da destekliyor. Türkiye’de elektrikli araç sayısı bir yıl içinde yüzde 137 oranında artarak 80.826’dan 167.519 adede çıktı. Bu artış, hem bireysel hem de kurumsal kullanıcıların elektrikli araçlara olan ilgisini ve güvenini yansıtıyor.
Rapora göre, Türkiye genelinde en yaygın şarj ağı işletmecileri arasında Zes, Eşarj, Voltrun, Trugo ve Wat öne çıkıyor. Örneğin, Zes toplamda 4.203 şarj soketiyle en büyük oyuncu konumunda. Eşarj, özellikle DC hızlı şarj soketlerinde liderliği elinde bulunduruyor.
Türkiye, elektrikli araçların yaygınlaşmasında ve bu araçlara uygun altyapının geliştirilmesinde hızlı adımlar atmaya devam ediyor. Şarj soketlerindeki artış ve elektrikli araç sayısındaki büyüme, bu teknolojinin hem sürdürülebilirlik hem de ekonomik açıdan cazip hale geldiğini gösteriyor. Elektrikli araç kullanıcılarının ihtiyaçlarını karşılamak için yatırımların hız kesmeden devam edeceği öngörülüyor.
Türkiye’nin elektrikli araç ekosistemine yaptığı bu yatırımlar, sadece çevre dostu bir geleceğe katkı sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda ülkenin otomotiv sektöründeki rekabet gücünü de artırıyor.