Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D), 26 Ocak Uluslararası Temiz Enerji Günü dolayısıyla bir açıklama yaparak, temiz enerjiye geçişin önemine dikkat çekti. Enerjiye erişim hakkının bir insan hakkı olduğunu vurgulayan SÜT-D, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını artırarak iklim değişikliğine karşı harekete geçme çağrısında bulundu. SÜT-D’den gelen bu temiz enerji vurgusu, sektör için emsal teşkil ediyor.
SÜT-D’den Uluslararası Temiz Enerji Günü’nün önemi
Birleşmiş Milletler tarafından 2023 yılında ilan edilen 26 Ocak Uluslararası Temiz Enerji Günü, temiz enerjiye adil ve kapsayıcı bir geçişin sağlanması için farkındalık oluşturmayı amaçlıyor. Bu tarih, Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı’nın (IRENA) 2009’daki kuruluş yıl dönümünü temel alıyor. IRENA, dünya genelinde enerji erişimini artırmayı, düşük karbonlu ekonomiye geçişi hızlandırmayı ve temiz enerji kullanımını yaygınlaştırmayı hedefleyen bir kuruluş olarak, 170 üyeyle faaliyetlerini sürdürüyor.
SÜT-D Başkanı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, temiz enerjiye geçişin hem insanlık hem de gezegen için yaşamsal bir öneme sahip olduğunu belirtti. Karaosmanoğlu, enerjiye erişimde adaleti sağlamak ve yenilenebilir kaynakların kullanımını artırmak için daha fazla uluslararası iş birliği gerektiğini ifade etti.
İklim değişikliği, insan faaliyetlerinden kaynaklanan sera gazı emisyonlarının bir sonucu olarak dünyayı tehdit etmeye devam ediyor. Statista verilerine göre, küresel sera gazı emisyonlarının %26’sı elektrik üretiminden, %15’i ulaşımdan ve %11’i sanayiden kaynaklanıyor. Bu veriler, enerji sektörünün iklim krizindeki kritik rolünü ortaya koyuyor. Dünya Meteoroloji Örgütü’nün (WMO) açıklamasına göre, son on yıl, tarihin en sıcak yıllarını içeriyor. Bu durum, enerji sektöründe karbonsuzlaşmanın gerekliliğini daha da açık hale getiriyor.
Türkiye’de de enerji üretiminin büyük bir kısmı kömür ve doğal gaz gibi fosil yakıtlardan sağlanıyor. Ancak yenilenebilir enerji kaynaklarının payı giderek artıyor. 2023 yılında Türkiye’de üretilen elektriğin %40’ı yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edildi. SÜT-D, bu oranın artırılması gerektiğini ve Türkiye’nin 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi’ne ulaşması için karbonsuzlaşma adımlarını hızlandırması gerektiğini vurguluyor.
Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, “Hepimiz iklim değişikliğinden sorumluyuz. Daha kötü iklim felaketleriyle karşılaşmamak için temiz enerjiye geçiş yapmalı, enerji verimliliği uygulamalarını benimsemeli ve mevcut en iyi teknolojileri kullanarak karbonsuzlaşma yolunda ilerlemeliyiz,” dedi. SÜT-D, bu çabaların yalnızca devletler ve şirketler tarafından değil, bireyler tarafından da benimsenmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
SÜT-D’nin hedefleri arasında enerji, su ve atık yönetiminde en iyi uygulamaları yaygınlaştırmak, sürdürülebilir yaşam kültürünü teşvik etmek ve çevre bilincini artırmak yer alıyor. 2013 yılında kurulan dernek, resmi kurumlar, yerel yönetimler, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarıyla yakın iş birliği içinde çalışarak, çevre kirliliği ve biyoçeşitlilik kaybı gibi sorunlarla mücadele ediyor.
İklim değişikliği ve enerjiye erişimde yaşanan eşitsizlikler, küresel bir dayanışma ve ortak bir çaba gerektiriyor. SÜT-D’nin çağrısı, temiz enerjiye geçişin hızlandırılmasının ve bu süreçte herkesin sorumluluk almasının önemini bir kez daha hatırlatıyor. Gelecek nesiller için daha temiz, daha adil bir dünya yaratmak mümkün. Bunun için şimdi harekete geçme zamanı.