Daha Fazla

    Sanayide teknoloji odaklı dönüşüm fark yaratabilir

    SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi Direktörü Alkım Bağ Güllü, Türkiye’nin 2053 net sıfır hedefi doğrultusunda sanayide teknoloji temelli yapısal dönüşümün hızla hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı. Enerji ve sanayi politikalarının birbirini tamamlayacak şekilde uyum içinde ilerlemesinin zorunlu olduğunu belirten Güllü, bu dönüşümün hem enerji verimliliğini artıracağını hem de ekonomik büyümeye ivme kazandıracağını ifade etti.

    Sanayide teknoloji odaklı dönüşüm her şeyi değiştirebilir

    AA muhabiri Firdevs Yüksel’e konuşan Güllü, Türkiye’nin enerji dönüşümünde önemli bir aşama kaydettiğini söyledi. “Kurulu gücümüzün yüzde 61’i, elektrik üretimimizin ise yüzde 47’si yenilenebilir kaynaklardan sağlanıyor. Güneş enerjisinde 21 GW kapasiteye ulaştık ancak rüzgâr enerjisinde hedeflerin biraz gerisindeyiz. Süreç doğru yönde ilerliyor fakat hız kazanması gerekiyor” dedi. Güllü, 2035 yenilenebilir enerji hedeflerine ulaşmanın mümkün olduğunu, ancak bunun için yatırım ortamının daha şeffaf ve öngörülebilir hale gelmesi gerektiğini belirtti.

    Enerji dönüşümünün görünmeyen kahramanının “şebeke” olduğunu dile getiren Güllü, 2035’e kadar iletim altyapısına yapılacak 28 milyar dolarlık yatırımın yenilenebilir enerji entegrasyonu açısından kritik rol oynayacağını söyledi. Güneş ve rüzgârın kesintili doğası nedeniyle daha esnek ve dijital altyapı sistemlerine ihtiyaç olduğunu vurguladı. Ayrıca, batarya depolama sistemleri ve talep tarafı katılımının etkin çalışabilmesi için piyasa reformlarının hızla devreye alınması gerektiğini ekledi.

    Güllü, enerji politikalarının sanayi politikalarıyla paralel yürütülmesi gerektiğini ifade ederek, “Sanayi, nihai enerji tüketiminin yüzde 30’undan fazlasını oluşturuyor. Dolaylı tüketimlerle bu oran yüzde 50’ye yaklaşıyor. Bu nedenle düşük teknolojili, enerji yoğun üretimden çıkıp yüksek katma değerli, teknoloji odaklı üretime geçmeliyiz” dedi. Bu dönüşümün yalnızca karbon salımını azaltmayacağını, aynı zamanda Türkiye ekonomisinin büyüklüğünü iki katına çıkarabileceğini belirtti. Güllü’ye göre doğru politikalarla 2053’te enerji tüketimi 2020 seviyelerine çekilebilir.

    Karbonsuzlaşma sürecinde elektrifikasyon ve yeşil hidrojenin ön plana çıkacağını vurgulayan Güllü, özellikle demir-çelik ve uzun mesafe taşımacılığı gibi sektörlerde hidrojenin kritik rol oynayacağını ifade etti. “Elektrifikasyon her alanda teknik olarak mümkün değil, bu noktada yeşil hidrojen devreye girmeli. Türkiye, öncelikli sektörlerini belirleyip somut eylem planlarını oluşturmalı. TENMAK bu konuda önemli bir çalışma yürütüyor” dedi.

    Enerji verimliliğinde kaydedilen ilerlemelere rağmen daha iddialı hedefler konulması gerektiğini söyleyen Güllü, yıllık ortalama yüzde 2,3’lük iyileşme hedefinin yüzde 3’e çıkarılabileceğini belirtti. Bu hedefin gerçekleşmesi için özel sektör, KOBİ’ler ve yerel yönetimlerin aktif biçimde sürece dahil olması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, dönüşüm sürecinde olumsuz etkilenmesi muhtemel sektörler için “adil dönüşüm planları” hazırlanmasının önemine dikkat çekti.

    Avrupa Birliği ile ticari rekabetin korunması için Türkiye’nin kendi Ulusal Emisyon Ticareti Sistemi’ni (ETS) oluşturması gerektiğini belirten Güllü, “AB bizim en büyük ihracat pazarımız. Kendi ETS sistemimizi kurarsak, karbon vergilerinin bir kısmını ülke içinde tutabilir ve bu kaynağı sanayinin karbonsuzlaşmasına yönlendirebiliriz” dedi.

    Sözlerini, Türkiye’nin enerji dönüşümünde zaman kaybetmemesi gerektiği çağrısıyla tamamlayan Güllü, “Fosil yakıtlara bağımlı bir ülke olarak yenilenebilir enerji yatırımlarını hızla artırmalıyız. Ekonomik büyümeyi sürdürürken enerji talebini sınırlamak, net sıfır hedefinin başarısı için en kritik unsur” ifadelerini kullandı.