Daha Fazla

    Öz tüketim modeliyle güneş enerjisi yaygınlaşıyor

    Almanya’da yapılan yeni bir çalışma, çatılara kurulan güneş enerjisi sistemlerinde üretilen elektriğin doğrudan yerinde tüketilmesi sayesinde, ülke genelinde güneş kapasitesinin şebekeye ek yük bindirmeden artırılabileceğini ortaya koyuyor. Berlin Uygulamalı Bilimler ve Ekonomi Üniversitesi’nin araştırmalarına dayanan BTW Solar raporu, batarya depolama çözümleri, ısı pompaları ve elektrikli araç şarj üniteleriyle birlikte çalışan fotovoltaik sistemlerin, üretimin önemli bir kısmını doğrudan hanelerin veya işletmelerin içinde değerlendirdiğini gösteriyor. Bu sayede hem şebeke üzerindeki yük azalıyor hem de kullanıcılar kendi elektrik ihtiyaçlarını karşıladıkları için maliyet avantajı elde ediyor.

    Öz tüketim modeli ile güneş enerjisine geçiş hızlanacak

    Almanya’da özellikle son yıllarda çatı tipi güneş enerjisi yatırımlarının hızla artması dikkat çekiyor. Güneş panelleriyle birlikte batarya depolama tercih eden kullanıcıların sayısı da yükseliyor. Depolama sistemleri, özellikle akşam saatlerinde üretimin azaldığı dönemlerde devreye girerek hem şebekedeki ani talep artışlarını önlüyor hem de kullanıcıların ihtiyaçlarını güneş enerjisiyle karşılamasına imkân tanıyor. Analiz, öz tüketim odaklı bu yaklaşımın, enerji dönüşümünün maliyetini düşürdüğünü ve süreci daha hızlı ilerletebileceğini vurguluyor.

    Akıllı enerji yönetim sistemleri de bu dönüşümün kritik bir parçası hâline gelmiş durumda. Çamaşır makinesi, elektrikli araç şarjı veya ısı pompası gibi yüksek tüketimli cihazlar, güneş üretiminin yüksek olduğu saatlerde çalıştırılacak şekilde otomatik olarak yönlendirilebiliyor. Bu yöntem, hem kullanıcının elektrik giderlerini azaltıyor hem de şebekenin daha dengeli bir şekilde çalışmasına yardımcı oluyor. Bununla birlikte uzmanlar, modelin sürdürülebilir biçimde yaygınlaşması için tüketici desteklerinin ve düzenleyici çerçevenin uzun vadeli bir istikrarla sürdürülmesi gerektiğinin altını çiziyor. Almanya’da çatı tipi GES kurulumlarındaki son dönem düşüşün de teşviklerdeki belirsizlikten kaynaklandığı belirtiliyor.

    Türkiye ise çatı güneş enerjisi ve öz tüketim modeli açısından oldukça büyük bir potansiyele sahip. Ember’in verilerine göre, ülkenin çatı tipi güneş enerjisi kapasitesi yaklaşık 120 GW seviyesinde ve bu miktar Türkiye’nin toplam elektrik tüketiminin neredeyse yarısını karşılayabilecek güçte. Sanayi tesisleri ve ticarethanelerde lisanssız güneş enerjisi yatırımları son yıllarda hız kazanmış olsa da konut tarafında hâlâ önemli bir büyüme alanı bulunuyor. Şebeke bağlantı süreçlerinin kolaylaştırılması ve mevzuatın sadeleşmesi durumunda, konutlardaki çatı GES uygulamalarının hızla yaygınlaşması mümkün görünüyor.

    Almanya’daki öz tüketim yaklaşımı, Türkiye için de değerli bir yol haritası sunuyor. Özellikle dağıtım şebekesinin kapasite zorlanmalarının yaşandığı bölgelerde, çatılara kurulacak güneş panellerinin batarya sistemleriyle desteklenmesi ve tüketimin güneş üretimine uygun şekilde zamanlanması, şebeke üzerindeki baskıyı önemli ölçüde azaltabilir. Bu modelin yaygınlaşması, haneler ve küçük işletmeler için elektrik giderlerinde ciddi düşüşler yaratırken, ülkenin enerji bağımsızlığına ve karbon azaltım hedeflerine de katkı sağlayabilir. Türkiye’nin yenilenebilir enerji yolculuğunda, çatı GES’lerin öz tüketim modeliyle hızlandırılması, yeni konut projelerinde güneş paneli kullanımının teşvik edilmesi, batarya teknolojilerinin daha erişilebilir hâle getirilmesi ve uzun vadeli, öngörülebilir bir düzenleyici çerçevenin oluşturulması büyük önem taşıyor.