Daha Fazla

    Orta ve Doğu Avrupa’nın enerji güvenliği için enerji stratejisi gerekiyor!

    Orta ve Doğu Avrupa’nın enerji güvenliği açısından temiz enerji stratejisinin benimsenmesi artık sadece iklim politikası olmanın ötesinde, aynı zamanda jeopolitik bir gereklilik haline gelmiştir. Temiz Hava Görev Gücü tarafından yayımlanan yeni bir rapor, bölgedeki enerji dönüşümünün önemine dikkat çekerek, Orta ve Doğu Avrupa’nın mevcut enerji kırılganlıklarını avantaja çevirebilecek stratejik adımların atılması gerektiğini vurguluyor.

    Orta ve Doğu Avrupa’nın enerji güvenliği için enerji stratejisi şart

    Raporda, özellikle Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırılarının ardından Avrupa enerji jeopolitiğinde yaşanan derin değişimlerin altı çizilirken, Rusya’nın fosil yakıt pazarındaki etkisinin azalması karşısında Çin’in temiz enerji teknolojilerindeki büyüyen üretim gücünün Avrupa için yeni bir stratejik bağımlılık riski oluşturduğu ifade ediliyor. Aynı zamanda, Amerika Birleşik Devletleri’nden gelen karışık sinyallerin ve Avrupa Birliği’nin karbonsuzlaşma hedeflerine ulaşmadaki bölgesel koordinasyon eksikliğinin politika yapım süreçlerini zorlaştırdığına dikkat çekiliyor.

    Bu karmaşık jeopolitik ortamda, CATF Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri ile AB kurumlarına yönelik bir dizi öneri sunuyor. Bu öneriler arasında tarafsız bir teknoloji yaklaşımının benimsenmesi, yani rüzgar, güneş, hidroelektrik gibi düşük karbonlu enerji kaynaklarının yanı sıra gelişmiş jeotermal ve karbon yakalama-depolama teknolojilerinin de desteklenmesi yer alıyor. Fosil yakıtlara olan bağımlılığın stratejik bir şekilde azaltılması gerektiği vurgulanırken, uzun vadeli karbonsuzlaşma hedeflerinden vazgeçilmemesi önem taşıyor. Bölgesel işbirliğinin artırılması, özellikle Ukrayna, Moldova ve Batı Balkanlar ile sınır ötesi enerji şebekesi planlaması ve pazar entegrasyonunun teşvik edilmesi gerektiği belirtiliyor. Bunun yanında, temiz teknoloji üretiminde yerlileşmenin sağlanarak dışa bağımlılığın azaltılması ve ekonomik kalkınmanın desteklenmesi hedefleniyor.

    https://futureflow.life/acik-deniz-ruzgarinda-global-kapasite-83-gwa-eristi/

    Avrupa Birliği’nin genişleme politikalarının enerji dönüşüm hedefleriyle uyumlu hale getirilmesi ve altyapı yatırımları ile sanayi modernizasyonunun önceliklendirilmesi de raporda yer alan kritik unsurlar arasında bulunuyor. Enerji geçişinin faydalarına yönelik güçlü bir kamu anlatısının oluşturulması, bu dönüşümün egemenlik, istikrar ve rekabet açısından taşıdığı önemin vurgulanması gerekiyor. Son olarak, gelecekte yaşanabilecek jeopolitik ve tedarik zinciri şoklarına karşı stratejik öngörü kapasitesinin kurumsallaştırılması da önerilen adımlar arasında yer alıyor.

    CATF Orta ve Doğu Avrupa Direktörü Tamara Lagurashvili, temiz enerjinin sadece çevresel değil aynı zamanda bölge için stratejik bir gereklilik olduğunu ifade ediyor. Bölgenin güvenliği ve refahının fosil yakıtlardan uzaklaşılarak, dayanıklı, birbirine entegre ve yerel kaynaklara dayalı bir enerji sistemine geçebilme becerisine bağlı olduğunu belirtiyor. Bu dönüşümün altyapı yatırımlarını, yerel tedarik zincirlerinin güçlendirilmesini ve iklim hedeflerinin sanayi politikaları ile uyumlu hale getirilmesini zorunlu kıldığını vurguluyor. Raporun yazarı Andrei Covatariu ise, kısa vadeli çözümlerin uzun vadede kırılganlıkları artırabileceğine dikkat çekerek, temiz enerjinin sadece çevresel bir ihtiyaç olmadığını, aynı zamanda hızla değişen dünyada güvenlik, ekonomik dayanıklılık ve jeopolitik güç için temel bir unsur olduğunu belirtiyor.

    Raporda belirtilene göre, Orta ve Doğu Avrupa bölgesinin temiz enerji potansiyeli oldukça yüksek olsa da, enerji egemenliğini güçlendirmek ve bölgesel istikrarı artırmak için Avrupa Birliği destekli, teknolojik çeşitliliği gözeten kapsamlı ve acil bir stratejiye ihtiyaç duyuluyor.