Avrupa’nın elektrikli araç bataryası üretiminde liderlik hedefi, İsveç merkezli Northvolt’un finansal çöküşüyle ciddi bir darbe aldı. Ancak bu hayal tamamen sona ermiş değil. Avrupa, elektrikli araç bataryası sektöründe hâlâ varlık göstermeyi hedefliyor, ancak bu süreçte Çin sermayesi ve teknolojisi kritik bir rol oynuyor. Bu durum, Avrupa Birliği’nin Çin’den uzaklaşma çabalarıyla çelişiyor ve bağımsızlık yerine ortak girişim merkezli bir yaklaşımı gündeme getiriyor.
Northvolt’un çöküşü ve Çin’in desteğiyle yeni ortaklıklar
Slovakya merkezli InoBat, Çin’in önde gelen batarya üreticilerinden Gotion ile yaptığı ortaklık sayesinde finansal zorluklarını aşmayı başardı. Gotion’un yüzde 25 hisse satın alması ve yeni bir ortak girişim oluşturması, InoBat’ın üretim kapasitesini artırmasına olanak tanıdı. Gotion’un 2025 yılına kadar üretim kapasitesini 270 GWh’ye çıkarmayı hedeflemesi, Çin’in sektördeki hâkimiyetini pekiştiriyor.
Bu iş birliği, Avrupa’daki diğer projeler için bir model oluşturabilir. Örneğin, Gotion destekli InoBat’ın düşük hacimli, yüksek marjlı üretim tesisinde üretilen bataryalar, Ferrari gibi prestijli markalar tarafından test ediliyor. Uzmanlara göre, Avrupa’nın batarya üretimindeki geleceği tamamen bağımsızlıktan ziyade, Çin gibi güçlü oyuncularla iş birliği yaparak ilerlemekten geçiyor.
Northvolt’un büyük hedeflerine ulaşamaması, Avrupa’nın diğer batarya projeleri için bir uyarı niteliğinde oldu. Avrupa’da bu yıl en az sekiz batarya projesi ertelendi veya iptal edildi. Bu durum, Avrupa’nın toplam batarya üretim kapasitesinin 2024 yılında 170 GWh’ye düşmesine neden oldu.
Yine de umut vaat eden projeler var. Renault destekli Verkor, Fransa’da yıllık 16 GWh kapasiteli bir tesis kurmayı planlıyor. Bu tesisin, 2028 itibarıyla 300.000 elektrikli araca batarya sağlaması bekleniyor. İngiltere merkezli Ilika gibi şirketler ise büyük üretim tesisleri kurmak yerine lisanslama stratejisiyle ilerlemeyi tercih ediyor.
Uzmanlar, Avrupa’nın Çinli rakiplerle rekabet edebilmesi için yalnızca ileri teknolojiye değil, aynı zamanda büyük otomotiv şirketleriyle güçlü ortaklıklara ve ölçek ekonomisine ihtiyaç duyduğunu vurguluyor. Avrupa’nın batarya sektöründeki başarısı, bu dinamiklerin doğru bir şekilde yönetilmesine bağlı.