Daha Fazla

    Küresel bakır üretimi, beş farklı bölgeye ayrılıyor!

    MINING.COM ve The Northern Miner tarafından yayımlanan yeni bir analiz, küresel bakır üretimini jeopolitik bir perspektiften ele alarak dünyayı beş ana “kontrol bölgesi”ne ayırıyor. Bu sınıflandırma, ülkeler arasındaki coğrafi yakınlıkların yanı sıra sosyal, kültürel ve ekonomik ilişkiler temelinde şekilleniyor. Aynı zamanda bu yapı, dünya genelinde artan kutuplaşmayı ve kaynak rekabetinin gelecekte nasıl bir düzene evrilebileceğini ortaya koyuyor.

    Küresel bakır üretimi, beş farklı bölgeye ayrıldı

    Uluslararası Bakır Çalışma Grubu (ICSG) tarafından yayımlanan çok sayıda raporda, özellikle elektrikli araçlar, bataryalar ve rüzgâr türbinleri gibi teknolojilerde bakırın kritik rolü vurgulanıyor. Bu bağlamda bakıra olan talebin, özellikle 2030 yılına kadar ciddi bir artış göstereceği öngörülüyor. S&P Global verilerine göre, küresel bakır talebinin 2035 yılına kadar yaklaşık 30 milyon metrik tona ulaşması bekleniyor.

    Küresel bakır üretimi, beş farklı bölgeye ayrıldı
    Küresel bakır üretimi, beş farklı bölgeye ayrıldı

    Özellikle pil teknolojilerinde, hibrit ve elektrikli araçlarda, aynı zamanda şarj altyapılarında bu talep kendini daha da belirgin şekilde gösterecek. Sadece bu alanlardaki ihtiyacın 2030’da 4,7 milyon metrik ton, 2035’te ise 5,5 milyon metrik tona ulaşacağı ifade ediliyor. Ek olarak, güç iletim ve dağıtım sistemlerinde yapılacak yatırımlar için 2030’da 1,1 milyon ve 2035’te 1,8 milyon metrik tonluk bir bakır ihtiyacı doğacağı öngörülüyor.

    https://futureflow.life/tesla-hisseleri-resmen-cakildi-peki-neden/

    Rystad Energy’nin analizlerine göre ise, 2030 yılı itibarıyla küresel bakır talebi, mevcut arz kapasitesini 6 milyon metrik tondan fazla aşacak. Bu büyüklükteki arz açığı, bakıra alternatif bir metalin henüz bulunmaması nedeniyle enerji dönüşümü hedefleri üzerinde ciddi baskılar oluşturabilir. Enerji altyapılarının ve elektrikli ulaşım sistemlerinin temel hammaddesi olan bakır, sürdürülebilir kalkınma planlarının merkezinde yer alıyor. Bu nedenle uzmanlar, bu açığın kapatılması için küresel ölçekte bakır madenciliğine güçlü yatırımlar yapılması gerektiği konusunda hemfikir. Aksi takdirde, yeşil enerjiye geçiş süreci büyük ölçüde sekteye uğrayabilir.