Japonya, enerji dönüşümünü hızlandırmak amacıyla batarya kapasitesini 2030 yılına kadar on kat artırmayı planlıyor. Ülkede yenilenebilir enerji üretimi giderek artarken, elektrik şebekesinin güvenliğini ve istikrarını sağlamak için enerji depolama yatırımlarına büyük bir ivme kazandırılıyor. Batarya depolama sistemlerinin şebekeye bağlanması için yapılan başvurular kısa sürede rekor seviyelere ulaşmış durumda. 2025’in ortasında talep edilen batarya bağlantı kapasitesi 17,8 GW’ye çıkarak önceki yıla kıyasla yaklaşık dört kat artış gösterdi ve şebekeye bağlanmadan önce yapılan teknik değerlendirme başvurularının toplam hacmi 140 GW’ı geçti.
Japonya, batarya kapasitesini maksimuma çıkarıyor
Bu hızlı yükselişin temelinde, yenilenebilir enerji üretiminin doğası gereği dalgalı yapısı ve artan elektrik talebi bulunuyor. Özellikle yeni kurulan veri merkezleri, teknoloji tesisleri ve çip fabrikaları, enerji ihtiyacının güvenli ve kesintisiz karşılanmasını zorunlu kılıyor. Japonya, 2030 ve sonrasına yönelik enerji dönüşüm planlarında batarya depolama sistemlerini kritik bir unsur olarak konumlandırıyor. Ülke, yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik üretimindeki payını artırmayı hedeflerken, şebeke dengesini sağlamak amacıyla büyük ölçekli batarya yatırımlarını stratejik olarak yaygınlaştırıyor.
Son dönemde düzenlenen uzun vadeli ihalelerle, şebeke ölçekli depolama projeleri için toplam 1 GW’ı aşan yeni kapasite yatırımı onaylandı. Bu projelerin büyük bir kısmı Japon şirketler tarafından yürütülse de, Asya ve Avrupa’dan enerji şirketleri de pazara aktif olarak giriyor. Batarya teknolojilerinin farklı alanlarda kullanılmaya başlanması, pazarın sadece şebeke bağlantılı depolama ile sınırlı olmadığını gösteriyor; sanayi tesisleri, ticari binalar ve veri merkezleri de enerji yönetimini iyileştirmek için batarya sistemlerinden faydalanıyor.
Mevcut kurulu batarya depolama kapasitesinin 2030’a kadar en az yedi kat artarak 14 ila 24 GWh’ye ulaşması bekleniyor. Bina ve sanayi tipi depolama çözümlerinin toplam kapasitesinin de benzer bir hızla büyüyerek 20 GWh’in üzerine çıkacağı öngörülüyor. Bu gelişmeler, Japonya’nın hem enerji arz güvenliğini güçlendirmesi hem de karbon nötrlüğü hedefleri doğrultusunda yenilenebilir enerjinin sistemde daha geniş bir pay almasını sağlaması açısından büyük önem taşıyor.
