İngiltere Hükûmeti, elektrikli araç (EA) sahiplerinin evde şarj altyapısına erişimini kolaylaştırmak için önemli bir adım atıyor. Yeni plan kapsamında kiracılar ve özel otoparkı bulunmayan haneler için süreç basitleştirilecek, bürokratik engeller azaltılacak ve maliyetler düşürülecek. Resmî açıklamaya göre, başvuru ücretlerinde 250 sterline kadar tasarruf sağlanması ve kullanıcıların evlerinde kilometre başına yalnızca 2 peni maliyetle araçlarını şarj edebilmesi hedefleniyor. Bu sayede karbon emisyonlarında yüzde 60’tan fazla azalma sağlanması öngörülüyor.
İngiltere, evde elektrikli araç şarjını kolaylaştırmaya hazırlanıyor
Plan, özellikle “cross-pavement charging gullies” adı verilen, kaldırımı güvenli biçimde aşarak araçlara enerji ileten sistemlerin kullanımını teşvik ediyor. Bu sistem, sokak kenarına park eden sürücülerin kablo karmaşasına yol açmadan araçlarını şarj etmesini sağlıyor. Ayrıca yeni konut projelerinde şarj noktalarının zorunlu hale getirilmesi de bina yönetmeliklerine eklenecek önlemler arasında yer alıyor. Enerji düzenleyicisi Ofgem ile ortak yürütülecek süreçte, yatırım maliyetlerinin şeffaf biçimde belirlenmesi ve kira sözleşmelerinden doğabilecek hukuki engellerin ortadan kaldırılması planlanıyor.

Ulaştırma Bakanı Heidi Alexander, reformun temel amacının elektrikli araçlara geçişi “daha adil, daha kolay ve daha ucuz” hale getirmek olduğunu belirtti. Alexander, bu düzenlemelerin ülke genelinde şarj altyapısını güçlendireceğini, binlerce haneye uygun fiyatlı ev şarjı imkânı sunacağını ve “EV devriminin” önünü açacağını vurguladı.
Elektrikli araçların evde şarj edilmesi, enerji sistemleri açısından yalnızca kullanıcı konforu değil, aynı zamanda şebeke dengesi bakımından da stratejik önem taşıyor. Nature Energy dergisinde yayımlanan bir çalışmaya göre, akıllı şarj sistemleri sayesinde elektrik talebi yoğun saatlerde yüzde 30 oranında azaltılabiliyor. Bu da hem enerji arz güvenliğini güçlendiriyor hem de karbon nötr hedeflere ulaşmayı kolaylaştırıyor.
IRENA verilerine göre, bir ülkenin elektrikli araç filosunun yüzde 70’inin ev tipi şarj sistemlerinden destek alması durumunda, ulusal enerji tüketiminde yenilenebilir kaynakların payı yüzde 15’e kadar artabiliyor. İngiltere’nin yeni girişimi, bu potansiyeli gerçeğe dönüştürmeye yönelik kritik bir hamle olarak görülüyor. IEA verilerine göre ülkede şu anda 1,2 milyon elektrikli araç bulunuyor ve bu sayının 2030’a kadar 10 milyona ulaşması bekleniyor. Ancak hâlihazırda sürücülerin yüzde 40’ı evlerinde şarj altyapısına erişemiyor. Yeni düzenlemeler, bu “şarj eşitsizliği”ni ortadan kaldırmayı ve İngiltere’nin 2050 net sıfır karbon stratejisini desteklemeyi amaçlıyor.
DEFRA verileri, elektrikli araç geçişinin hızlanması halinde karayolu kaynaklı emisyonlarda yılda 20 milyon ton CO₂ azaltım potansiyeline işaret ediyor. Almanya, Hollanda ve Norveç gibi ülkelerde benzer politikalar halihazırda uygulanıyor: Almanya’da ev tipi şarj üniteleri için “Wallbox Initiative” kapsamında hibe desteği sağlanırken, Hollanda şehir içi otoparklarda kablosuz şarj sistemlerini test ediyor. Norveç ise konut projelerinde her daireye özel şarj hattı zorunluluğu getirdi. İngiltere’nin girişimi de bu ülkelerin deneyimlerinden çıkarılan derslerle şekillenmiş durumda. Özellikle “kaldırım geçişli kablo sistemleri”, ülkenin yoğun şehir yapısı göz önüne alındığında yenilikçi ve pratik bir çözüm olarak öne çıkıyor.
Uzmanlara göre, bu düzenlemeler yalnızca bireysel kullanıcılar için değil, şehir planlaması, enerji altyapısı ve sürdürülebilir ulaşım politikaları açısından da dönüştürücü bir etki yaratabilir. Kamu ve özel sektörün iş birliğini güçlendirmesi, teknik standartların netleştirilmesi ve enerji dağıtım yatırımlarının eşzamanlı yürütülmesi, reformun başarısı için kritik görülüyor. İngiltere’nin bu adımı, elektrikli mobiliteyi herkes için erişilebilir kılma yolunda atılmış stratejik bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.








