Birleşmiş Milletler’in 2030 yılına kadar yenilenebilir enerji kapasitesini üç katına çıkarma hedefine ulaşılması mümkün, ancak ülkelerin batarya depolama ve elektrik şebekesi altyapısına hızla yatırım yapması gerekiyor. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) tarafından yayımlanan bir rapor, geçen yıl COP28 İklim Zirvesi’nde belirlenen yenilenebilir enerji hedefinin ekonomik açıdan gerçekleştirilebilir olduğunu belirtiyor. Ancak rapor, bu hedefe tam anlamıyla ulaşabilmek için 2030’a kadar 25 milyon kilometre uzunluğunda iletim hattı inşa edilmesi ve mevcut seviyeye göre 15 kat artışla 1.500 gigavat enerji depolama kapasitesi eklenmesi gerektiğini vurguluyor.
Batarya depolama ve şebeke yatırımlarının önemi
Raporda, enerji geçişlerinin hızlandırılabilmesi için uluslararası iş birliğinin kritik bir rol oynayacağı ifade ediliyor. Özellikle yenilenebilir enerji üretiminin sürekli olamaması nedeniyle, batarya depolama sistemlerinin güç şebekeleri ile entegre edilmesi hayati bir önem taşıyor. IEA Başkanı Fatih Birol, “Uygun altyapı ve enerji depolama sistemleri olmadan temiz enerjiye geçişi güvenli ve hızlı bir şekilde gerçekleştiremeyiz,” dedi.
IEA raporunda belirtilen verilere göre, dünya liderlerinin belirlediği yenilenebilir enerji kapasitesini üç katına çıkarma hedefi doğru bir şekilde uygulanırsa, bu hedef 2030 yılına kadar dünya genelinde 10 milyar ton sera gazı emisyonunun önlenmesine katkı sağlayabilir. Ancak bu hedefin gerçekleşebilmesi için, ülkelerin enerji şebekelerine büyük yatırımlar yapması ve enerji depolama teknolojilerini hızla devreye sokması şart.
Dünya genelinde fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltarak temiz enerjiye geçiş yapmak, iklim değişikliğiyle mücadelede büyük bir adım olarak görülüyor. Ancak, yenilenebilir enerji üretimi ne kadar artırılırsa artırılsın, bu enerji kaynağının dağıtımı ve depolanması konusunda önemli altyapı yatırımları yapılmadığı sürece istenen sonuçlara ulaşmak zor olacaktır.
2030 hedefleri kapsamında, yenilenebilir enerji kaynaklarının şebekeye entegrasyonu ve enerji depolama çözümlerinin geliştirilmesi, enerji arzında süreklilik sağlayarak daha güvenilir bir enerji sistemi oluşturulmasına olanak tanıyacak. Bu da, hem sera gazı emisyonlarını azaltmada hem de temiz enerjiye geçişin hızlandırılmasında kritik bir rol oynayacak.
Özellikle büyük ülkelerin ve enerji sektöründeki dev oyuncuların, yenilenebilir enerji altyapılarına daha fazla yatırım yapması gerektiği vurgulanıyor. Bu yatırımlar, yalnızca iklim değişikliğiyle mücadele etmekle kalmayıp aynı zamanda enerji güvenliği ve sürdürülebilirlik açısından da büyük önem taşıyor.