Yapılan yeni bir araştırmaya göre, G20 ülkeleri sahip oldukları yenilenebilir enerji potansiyeliyle 2050 yılına kadar dünya genelindeki elektrik talebinin tamamını karşılayabilecek kapasitede. Ancak bu hedefe ulaşmak için yalnızca teknik yeterlilik yeterli değil; karbon emisyonlarının sona erdirilmesi, adil finansman yollarının oluşturulması ve özellikle Afrika kıtasının bu dönüşüm sürecinde desteklenmesi gerekiyor.
G20’nin yenilenebilir enerji kapasitesi 2050’de nasıl olabilir
Dünya nüfusunun yaklaşık üçte ikisini barındıran G20 ülkeleri, küresel ekonomik üretimin büyük çoğunluğunu gerçekleştirirken, dünya ticaretinin de önemli bir kısmını oluşturuyor. Ne var ki, enerji kaynaklı karbon salımının yaklaşık yüzde 87’si yine bu ülkelerden kaynaklanıyor. Öte yandan, Afrika kıtası bugüne kadar bu salımların yalnızca yüzde 1,2’sini gerçekleştirmiş durumda. Bu karşıtlık, enerji dönüşümünün adil bir şekilde yapılması gerektiğini gösteriyor.
Araştırmada, G20 ülkelerinin güneş enerjisi için yaklaşık 33,6 milyon kilometrekarelik, rüzgâr enerjisi içinse 31,1 milyon kilometrekarelik bir potansiyele sahip olduğu belirtiliyor. Bu alanlar, küresel enerji ihtiyacını karşılamak için fazlasıyla yeterli bir kapasite anlamına geliyor. Ancak bu potansiyelin gerçek enerji üretimine dönüşebilmesi için kararlı politikalar ve güçlü yatırımlar gerekiyor.
https://futureflow.life/24-saat-temiz-enerji-mumkun-hale-geliyor/
Elektrik erişiminin büyük ölçüde sınırlı olduğu Afrika’da yaklaşık 600 milyon insan halen elektriksiz yaşıyor. Kıtanın bu sürece fosil yakıtlar yerine doğrudan yenilenebilir enerji ile dahil olması büyük önem taşıyor. Bu geçişin sağlanabilmesi için uzun vadeli enerji politikaları geliştirilmesi ve G20 ülkelerinden sağlanacak finansal desteğin hayata geçirilmesi gerekiyor.
2025 yılının ikinci yarısında düzenlenecek G20 Zirvesi ile COP30 İklim Zirvesi, Afrika’nın ihtiyaç duyduğu finansmana erişimini gündeme taşıyabilmesi açısından kritik önem taşıyor. Uzmanlar, kıtanın yalnızca güneş ve rüzgâr enerjisi potansiyelinin yüzde 3’ünü bile kullanması durumunda tüm elektrik ihtiyacını karşılayabileceğini vurguluyor.
Karbon bütçelerinin daha adil bir şekilde paylaşılması, düzenleyici çerçevelerin netleştirilmesi ve yenilenebilir enerji teknolojilerinin yerli olarak üretilebilmesi gibi alanlarda sağlanacak ilerlemeler, hem G20 ülkeleri hem de küresel iklim hedefleri açısından belirleyici olacak. Bu unsurların hayata geçirilmesi, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir enerji geleceği için kaçınılmaz görünüyor.
