Enerji sistem esnekliği, enerji talebinde ve üretimindeki dalgalanmalara uyum sağlama olarak biliniyor. Bu kapsamda, elektrik sistemleri, enerji depolama, enerji üretim kaynaklarının yönetimi, ve enerji tüketimindeki değişikliklere hızlı bir şekilde tepki verme kapasitesi oldukça önemli. Esneklik, elektrik talebi ile arzı dengede tutma, enerji verimliliğini artırma, ve sistemde olası aksaklıklara karşı direnç sağlama amacı taşıyor. Son raporlara göre, Avrupa Birliği (AB) ve Birleşik Krallık, 2030’a kadar talep tarafındaki esneklik sayesinde yılda 40 milyon ton karbon dioksit salınımını azaltabilir. Bu sayede AB ve Birleşik Krallık 10.5 milyar Euro tasarruf elde edebilir.
Enerji sistem esnekliği tasarrufun büyük anahtarı olabilir
Rapor ayrıca, enerji sistem esnekliği sayesinde ev halklarının 2030’a kadar elektrik faturalarında %7 tasarruf sağlayabileceğini söylüyor. Bu tasarruf oranının 2050’ye kadar yüzde 10’a çıkabileceğini de belirtiyor.
Analistler aynı zamanda Amerika bölgesi için binalarda verimliliği optimize etme, talep esnekliği ve elektrifikasyonun, 2050’ye kadar yılda 107 milyar dolarlık sistem maliyet tasarrufu sağlayacağını belirtiyor. Bu faktörlerin binalardan kaynaklanan karbon emisyonlarında dikkat çeken yüzde 91 azalmaya yol açabileceğini belirtiyor.
Rapora göre, küresel enerji girdisinin yüzde 53’ü, 2030’a kadar fazla ısı olarak boşa harcanıyor. Bu, özellikle sektör entegrasyonu aracılığıyla yakalanabilir ve tekrar kullanılabilir. Analistler, küresel ölçekte 2050’ye kadar 1.228 TWh fazla ısı geri kazanmanın mümkün olabileceğini öne sürüyor.
İlginizi çekebilir: Yeşil enerji ürünleri ithalatı 2022’de ikiye katladı
