Fransa’da yapılan önemli bir keşif, enerji sektöründe büyük bir devrim yaratma potansiyeline sahip. Uzun yıllar boyunca hidrojenin doğada serbest halde bulunmadığı düşünülürken, Fransa’daki bilim insanları yeraltında doğal yollarla hidrojen oluştuğunu keşfetti. 2023 yılı Mayıs ayında Fransa’nın Lorraine bölgesinde yapılan ilk keşif, terk edilmiş madenlerde doğal hidrojen yataklarının varlığını ortaya koydu. 2025 yılı Mart ayında ise Moselle bölgesinde yapılan ikinci bir keşif, bu rezervlerin büyüklüğünü netleştirdi. Yapılan tahminlere göre, bu bölgelerde toplamda 92 milyon ton beyaz hidrojen (doğal olarak oluşan hidrojen) bulundu ve ekonomik değeri yaklaşık 92 milyar dolar olarak hesaplandı. Bu kaynak, dünya genelinde üretilen fosil kaynaklı gri hidrojenin yarısından fazlasına eşdeğer.v
Dünyanın en büyük doğal hidrojen kaynağı bulundu
Hidrojen üretiminin genellikle karmaşık ve kirletici bir süreç olduğu bilinirken, Fransa’daki bu yeni keşif, doğrudan doğal yollarla oluşan beyaz hidrojenin temiz bir alternatif sunduğunu gösteriyor. Beyaz hidrojen, “serpantinleşme” adı verilen jeolojik bir süreçle, yer kabuğundaki demir açısından zengin mineraller ile suyun reaksiyona girmesiyle oluşuyor. Bu süreç sürekli olarak devam ediyorsa, beyaz hidrojen fosil yakıtlar gibi tükenmeyen bir kaynak haline gelebilir. Ayrıca, beyaz hidrojenin çevre dostu olması ve yeşil hidrojen üretimine kıyasla daha düşük maliyetle elde edilebilmesi, onu cazip bir seçenek haline getiriyor.
Fransa’nın Lorraine bölgesi, geçmişte kömür ve çelik endüstrileriyle tanınıyordu. Bu keşif, bölgenin yeniden enerji merkezi haline gelme potansiyelini gösteriyor. Eğer bu keşif tesadüf değilse, beyaz hidrojenin dünya çapında başka bölgelerde de bulunma olasılığı yüksek. Uzmanlar, benzer hidrojen rezervlerinin farklı yerlerde keşfedilebileceğini öne sürüyor.
Ancak, bu keşifle ilgili bazı zorluklar da bulunuyor. Doğal hidrojenin ticari ölçekte çıkarılması için gerekli olan teknolojik ve ekonomik altyapı henüz tam anlamıyla gelişmemiştir. Petrol ve doğalgaz sektörlerinde bulunan gelişmiş altyapı, beyaz hidrojen için henüz mevcut değildir. Ayrıca, hidrojenin taşınması ve depolanması, fosil yakıtlara kıyasla daha karmaşık bir süreç gerektiriyor. Bununla birlikte, mevzuat eksiklikleri de ticari üretim için önemli bir engel oluşturuyor.
Fransa’daki bu keşif, dünya genelindeki enerji şirketlerini ve araştırmacıları, benzer jeolojik yapıları incelemeye teşvik etmiş durumda. Eğer diğer ülkelerde de büyük miktarda doğal hidrojen bulunursa, bu yeni enerji kaynağı küresel enerji piyasasında fosil yakıtların yerini alabilir. Bu durum, enerji sektöründe büyük bir dönüşümü hızlandırabilir ve temiz enerji alanında yeni bir dönemi başlatabilir.
