2024’ün ilk yarısında küresel karasal rüzgar türbini siparişleri, özellikle Çin’in kuzey bölgesinden gelen yoğun taleple birlikte 91,2 gigawatt’a (GW) ulaştı. Bu artış, geçen yıla göre %23 oranında bir büyümeye işaret ediyor. Wood Mackenzie’nin yayınladığı rapora göre, ikinci çeyrekte Çin’den gelen siparişler bu artışta önemli bir rol oynadı. Çin, küresel rüzgar türbini üretim kapasitesi açısından Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri’ni geride bırakarak dünya lideri konumunu sürdürüyor. Bu durum, Batılı orijinal ekipman üreticilerinin (OEM) Çin’in rekabet gücü ve fiyat avantajları karşısında zorlandığını gösteriyor.
Rüzgar türbini üreticileri zorluklarla mücadele ediyor
Batılı üreticiler, 2024’ün ilk yarısında küresel siparişlerin yalnızca %13’ünü oluşturdu. Bu durum, Batı’da yaşanan proje gecikmeleri, ekipman sorunları ve enflasyon gibi zorluklarla birlikte rüzgar enerjisi endüstrisinin zor bir dönemden geçtiğini gösteriyor. Siemens Energy gibi büyük Batılı rüzgar enerjisi şirketleri, bu yılın başlarında bu tür zorluklarla karşı karşıya kaldıklarını bildirmişti. Özellikle ABD ve Avrupa’daki siparişlerde %42’lik bir düşüş yaşandı, bu da Batılı üreticilerin Çin’e kıyasla pazarda rekabet etmekte zorlandığını ortaya koydu.
Çinli OEM’lerin sipariş alımları, hem yerel hem de uluslararası alanda rekorlar kırmaya devam ediyor. Wood Mackenzie’nin küresel yenilenebilir enerji araştırmaları başkan yardımcısı Luke Lewandowski’ye göre, Çinli üreticilerin başarılı performansı Batılı üreticilere büyük bir rekabet baskısı yaratıyor. Öte yandan, deniz üzeri rüzgar türbini siparişlerinde ise %38’lik bir düşüş yaşandı. Lewandowski, deniz üzeri pazarındaki zorlu ekonomik koşulların bu düşüşe neden olduğunu belirtti.
Küresel anlamda rüzgar enerjisi endüstrisinin özellikle karasal projelerde hareketlilik kazandığı gözlemleniyor. Ancak bu artış, esasen Çin pazarından kaynaklanıyor. Çin’in hızlı büyüyen rüzgar türbini üretimi, Batılı üreticilere kıyasla hem fiyat avantajı sağlıyor hem de üretim kapasitesindeki üstünlükle dikkat çekiyor. ABD ve Avrupa’daki siparişlerdeki düşüş ise endüstrinin bu bölgelerde yaşadığı zorlukların altını çiziyor.
Batı’da yaşanan proje gecikmeleri ve ekipman sorunları, bu yılın başlarında Batılı üreticilerin maliyetleri kontrol altına almakta zorlandığını gösteriyor. Çinli üreticiler ise hem yerel hem de uluslararası alanda sipariş alımında güçlü bir konumda bulunuyor. Bu durum, küresel rüzgar enerjisi endüstrisinde Çin’in etkisini daha da artırıyor. Batılı OEM’lerin, özellikle daha rekabetçi fiyatlarla ve hızlı üretim kapasiteleriyle öne çıkan Çinli rakiplerine karşı daha iyi stratejiler geliştirmesi gerektiği ortaya çıkıyor.
Öte yandan, deniz üzeri rüzgar enerjisi projeleri ise ekonomik zorluklar nedeniyle siparişlerde bir düşüş yaşıyor. Bu alandaki projelerin yüksek maliyetleri ve uzun vadeli getirilerinin belirsiz olması, yatırımcıları ve şirketleri daha temkinli davranmaya yönlendiriyor. Ancak, karasal projelerdeki büyüme küresel enerji geçişinde olumlu bir sinyal olarak değerlendiriliyor.
Küresel rüzgar enerjisi endüstrisinin geleceği büyük ölçüde Çin’in liderliğinde şekillenecek gibi görünüyor. Batılı üreticiler ise yaşadıkları zorlukları aşmak için yeni stratejiler geliştirmek zorunda kalacak. Özellikle deniz üzeri projelerdeki duraksamanın aşılması için ekonomik teşvikler ve daha uygun maliyetli teknolojilerin devreye girmesi bekleniyor. Ancak genel anlamda, rüzgar enerjisinin küresel enerji geçişinde kritik bir rol oynamaya devam edeceği açık.