Çinli elektrikli araç üreticisi BYD, Avrupa pazarındaki yeniden yapılanma sürecinin meyvelerini almaya başladı. Şirket, geçmişte yaşadığı stratejik eksikliklerin ardından operasyonel yapısını baştan sona yenileyerek 2025 yılının ilk çeyreğinde ciddi bir satış artışı yakaladı. Özellikle bayi ağı ve yönetim kadrosundaki güçlendirmeler, şirketin Avrupa’daki varlığını önemli ölçüde artırdı.
BYD, Avrupa pazarında yükselişe geçti
2024 yılı sonuna kadar Avrupa’da sınırlı başarı elde eden BYD, bu dönemde bayi ağı yetersizliği, yerel yönetici eksikliği ve ürün gamında hibrit modellere yeterince yer vermemesi gibi nedenlerle eleştirilmişti. Ancak bu eksikliklerin giderilmesine yönelik adımların atılmasıyla birlikte şirketin Avrupa operasyonlarında belirgin bir ivme görüldü.
Yeniden yapılanma süreci, BYD’nin Avrupa Başkan Yardımcılığı görevine getirilen Stella Li’nin liderliğinde hız kazandı. Şirket, Stellantis gibi büyük otomotiv gruplarından yöneticiler transfer ederek yerel pazarlardaki yönetim yapısını güçlendirdi. Almanya operasyonlarının başına Maria Grazia Davino, İtalya’ya Alessandro Grosso ve İspanya’ya Alberto De Aza gibi deneyimli isimler getirildi.
https://futureflow.life/hyundai-yeni-nesil-hibrit-sistemini-tanitti/
Bu değişikliklerin ardından şirket, Avrupa ürün stratejisini de yeniden şekillendirdi. Tam elektrikli modellere ek olarak hibrit araçlara da ağırlık verilmeye başlandı. Bu stratejik hamleyle BYD, 2024 yılında Avrupa’da 57 bin araç satışı gerçekleştirerek pazar payını %2,8’e çıkardı. 2025’in ilk çeyreğinde ise satışlar 8.500’den 37.000’in üzerine çıkarak dikkat çekici bir yükseliş sergiledi.
BYD, Almanya’daki bayi sayısını da 27’den 120’ye çıkarmayı hedefliyor. Şirketin Avrupa’da attığı adımlar, Çin’deki güçlü satış performansının kıtaya taşınması yönündeki stratejisinin önemli bir parçası. BYD, 2024 yılı genelinde Çin’de 4,2 milyon araç satarak Tesla’yı geride bırakmıştı.
Elektrikli ve hibrit araçlara olan talebin arttığı Avrupa pazarında BYD’nin bu yükselişi, kıtadaki rekabet dinamiklerini de değiştirme potansiyeli taşıyor. Özellikle Almanya, Fransa ve İtalya gibi geleneksel otomotiv merkezlerinde yapılan yatırımlar, markanın kalıcı bir oyuncu hâline gelmesine zemin hazırlıyor. Şirketin, yeni dönemde pazardaki payını daha da artırması bekleniyor.
