Avrupa’nın rüzgâr enerjisi sektörü, hizmet ömrünü tamamlayan rüzgâr türbini kanatlarının tamamen yeniden kullanımı, geri kazanımı veya geri dönüştürülmesi için çalışmalarını hızlandırıyor. Sektör, daha önce rüzgâr türbinlerinin yapısal bileşenlerinde — özellikle çelik, beton ve kablolar gibi malzemelerde — yüzde 90’a varan geri dönüşüm oranlarına ulaşmıştı. Ancak, özellikle cam ve karbon fiber gibi kompozit malzemelerden üretilen türbin kanatları, halen önemli bir çevresel sorun oluşturuyor.
Avrupa, türbin kanatlarını tamamen geri dönüştürmeyi planlıyor
2021 yılında sektör genelinde yayımlanan ortak taahhütle, kanatların yüzde 100 geri kazanımını hedefleyen projeler başlatıldı. O tarihten bu yana pilot ölçekte pek çok yeni teknoloji test edildi. Kompozit malzemelerin farklı endüstrilerde kullanılabilecek piyasa kalitesinde hammaddelere dönüştürülmesi teknik olarak mümkün hale gelse de, uygulamanın maliyetleri hâlâ yaygınlaşmanın önündeki en büyük engeller arasında.

Bu engeli aşmak için bazı ülkelerde alternatif çözümler uygulanıyor. Örneğin, “çimento eş işleme” yöntemiyle, türbin kanatları çimento fırınlarında yakılarak fosil yakıt tüketiminin düşürülmesine katkı sağlanıyor. Bu işlemle her ton kanat atığı için yaklaşık bir tonluk karbon emisyonu önlenebiliyor. Diğer taraftan, bazı atık kanatlar doğrudan yapı malzemesi olarak yeniden değerlendiriliyor. İrlanda’da BladeBridge isimli girişim, kullanılmış kanatları yaya köprülerinde değerlendirirken; Hollanda’da BladeMade bu materyalleri kent mobilyalarına dönüştürüyor. İsveç, İspanya ve diğer Avrupa ülkelerinde de benzer yeniden kullanım projeleri uygulanıyor.
https://futureflow.life/elektrikli-kia-ev5in-global-versiyonu-gorucuye-cikti/
Rüzgâr enerjisi altyapısının büyümesiyle birlikte türbinlerin devreden çıkma oranı da hızla artıyor. Tahminlere göre 2030 yılına kadar Avrupa genelinde yaklaşık 14 bin türbin kanadı kullanım ömrünü tamamlayacak ve toplamda 50 kilotonu aşkın atık ortaya çıkacak. Bu atıkların büyük kısmının Almanya (23 bin 300 ton), İspanya (16 bin ton) ve İtalya (2 bin 300 ton) gibi ülkelerde yoğunlaşması bekleniyor. Buna rağmen kanat atıkları, toplam Avrupa atık hacminin hâlâ küçük bir bölümünü oluşturuyor. Ancak sektör, bu potansiyel artışı dikkate alarak yeni geri dönüşüm tesislerine yatırım yapıyor. Hollanda’daki Business in Wind, Fransa’daki Caremag ve İspanya’daki EnergyLOOP bu alandaki yeni girişimler arasında yer alıyor.
Atık sınıflandırması konusundaki belirsizlik ise sektörü doğrudan etkileyen başka bir sorun. WindEurope, Avrupa Birliği’ne çağrıda bulunarak türbin kanatlarının mevcut Avrupa Atık Listesi ve Atık Sevkiyat Yönetmeliği çerçevesinde açık şekilde tanımlanmasını talep ediyor. Bugün itibarıyla kanat atıkları çoğunlukla genel inşaat atıklarıyla aynı kategoride değerlendiriliyor. Bu da hem geri dönüşümün takibini zorlaştırıyor hem de sürecin şeffaflığını zedeliyor.
WindEurope ayrıca Avrupa genelinde gönüllü bir raporlama sistemi başlatıyor. Bu sistemle hangi ülkede kaç türbinin hizmet dışı bırakıldığı ve ne kadar kanat atığının bertaraf edildiği izlenebilecek. Amaç, yalnızca geri dönüşüm sürecini kolaylaştırmak değil, aynı zamanda sektörün sürdürülebilirlik konusundaki taahhütlerini daha görünür hale getirmek.
Avrupa rüzgâr endüstrisinin attığı bu adımlar, enerji üretiminde yalnızca verimlilik değil, çevresel sorumluluğun da temel bir öncelik haline geldiğini gösteriyor. Geri dönüşüm teknolojilerinin yaygınlaşması ve yasal düzenlemelerin netleşmesi halinde Avrupa’nın bu alanda da küresel liderliği güçlendirmesi bekleniyor.