Schneider Electric tarafından yayımlanan yeni bir rapor, Avrupa genelinde elektrifikasyonun hızlandırılmasının hem ekonomik hem de çevresel açıdan büyük bir fırsat sunduğunu ortaya koyuyor. Rapora göre, enerji sistemlerinin elektrik temelli hale gelmesi sayesinde Avrupa yılda 215 milyar sterlin tasarruf sağlayabilir ve yaklaşık 1 milyon yeni istihdam yaratabilir. Ancak uzmanlar, bu potansiyelin hayata geçirilebilmesi için politika, finansman ve altyapı alanlarında ciddi adımlar atılması gerektiğine dikkat çekiyor.
Avrupa, elektrifikasyon ile büyük tasarruf yapabilir
“Europe Energy Security and Competitiveness – Supercharging Electrification” başlıklı raporda, Avrupa’nın elektrifikasyon oranının şu anda yalnızca %21 düzeyinde olduğu ve son on yılda bu oranın neredeyse sabit kaldığı belirtiliyor. Bu durumun, enerji verimliliğini sınırladığı ve kıtanın dış enerji kaynaklarına bağımlılığını artırdığı ifade ediliyor. Rapora göre elektrikli teknolojilere, yenilenebilir enerjiye ve dijital çözümlere yapılacak yatırımlar, fosil yakıt ithalatını azaltabilir, enerji maliyetlerini düşürebilir ve arz güvenliğini güçlendirebilir.

Schneider Electric’in analizine göre elektrifikasyonun hızlanması, yalnızca enerji verimliliğini artırmakla kalmayacak, aynı zamanda Avrupa ekonomisinin rekabet gücünü de yükseltecek. Yenilenebilir kaynakların daha etkin kullanımı, enerji ithalatı ihtiyacını azaltarak bölgesel kalkınmaya ivme kazandıracak. Özellikle sanayi, ulaşım ve bina sektörlerinde elektrifikasyonun yaygınlaşması, karbon emisyonlarında ciddi düşüşler sağlarken yeni istihdam alanlarının oluşmasına da katkı verecek.
Raporda elektrifikasyonun önündeki temel engeller arasında fosil yakıt teşviklerinin sürmesi, karbon fiyatlandırmasının yetersizliği, yatırım süreçlerinin yavaş ilerlemesi, yüksek başlangıç maliyetleri ve altyapı eşitsizlikleri yer alıyor. Ayrıca, Avrupa genelinde politika yapıcılar arasında yeterli uyum ve koordinasyon eksikliği de önemli bir sorun olarak öne çıkıyor. Schneider Electric uzmanları, bu engellerin aşılması için teşvik ve vergi sistemlerinin yeniden düzenlenmesi, yatırımların hızlandırılması ve finansal destek mekanizmalarının özellikle KOBİ’lere erişilebilir hale getirilmesi gerektiğini vurguluyor.
Şirketin Avrupa Bölgesi Başkanı Gwenaelle Avice-Huet, elektrifikasyonun yalnızca iklim değişikliğiyle mücadelede değil, aynı zamanda ekonomik güvenlik açısından da kritik bir öneme sahip olduğunu belirtti. Avice-Huet, “Elektrifikasyon, Avrupa’nın enerji krizlerinden korunması ve küresel ölçekte rekabet gücünü artırması için en etkili araçlardan biridir,” dedi.
Uzmanlara göre elektrifikasyonun hızlanması, Avrupa’nın enerji arz güvenliğini güçlendirecek, sera gazı emisyonlarını azaltacak ve enerji maliyetlerini daha öngörülebilir hale getirecek. Ancak bu dönüşümün başarıya ulaşması, kamu ve özel sektörün kararlı bir şekilde iş birliği yapmasına ve hükümetlerin uzun vadeli bir vizyonla hareket etmesine bağlı. Avrupa’nın elektrifikasyon süreci, sadece çevreci bir adım değil, aynı zamanda ekonomik dayanıklılığın ve stratejik bağımsızlığın da temeli olarak görülüyor.








