Almanya, yeşil hidrojen üretimi konusunda iddialı hedeflere sahip olsa da, bu hedeflerin gerçekleşmesi büyük ölçüde kamu harcamalarına ve devlet desteklerine dayanıyor. Enerji şirketi E.ON’un enerji araştırma enstitüsü EWI ile yaptığı çalışma, 2030 yılı için belirlenen 11,3 gigavatlık elektroliz kapasitesine ulaşma yolunda önemli ilerlemeler kaydedildiğini ancak süreçteki ivmenin tamamen hükümet teşviklerinden kaynaklandığını ortaya koydu. Almanya’nın yeşil enerji hedefleri kamu desteğiyle hızlanarak 2025’ten itibaren ivmelenecek gibi görünüyor.
Yeşil hidrojen ekonomisinin önündeki engeller
Almanya, çelik üretimi ve çimento gibi yüksek karbon salınımına sahip sektörleri dönüştürmek ve fosil yakıtlara bağımlılığını azaltmak amacıyla rüzgar ve güneş enerjisinden üretilen yeşil hidrojeni stratejik bir çözüm olarak görüyor. Ancak, E.ON’un raporu, hidrojen piyasasının henüz yatırımcılar için yeterli şeffaflığa sahip olmadığını ve düzenlemelerin belirsizliği nedeniyle projelerin hayata geçirilmesinde yavaşlama yaşandığını belirtiyor.
Ayrıca, yüksek elektrik fiyatları, yeşil hidrojen üretim maliyetlerini yükselterek bu enerjiyi ekonomik açıdan cazip olmaktan çıkarıyor. Bu durum, Almanya’nın küresel pazarlarda ABD ve Çin gibi ülkelerle rekabet edebilme kapasitesini tehlikeye atabilir.
E.ON’un araştırmasına göre, Almanya’nın hidrojen ekonomisi inşası hala başlangıç aşamasında olsa da, son altı ayda iç pazar elektroliz kapasitesinde %68’lik bir artışla 111 megavata ulaşıldı. Bunun yanı sıra, Berlin hükümeti, hidrojen ithalatını kolaylaştırmak için deniz yoluyla taşınabilir hidrojen altyapısına ve çekirdek boru hattı projelerine büyük yatırımlar yapıyor. Bu hedefler doğrultusunda, devlet bankası KfW, hidrojen projelerini desteklemek için 24 milyar euroluk bir kredi paketi sundu.
Hükümet, 2030 yılına kadar yıllık hidrojen talebinin 95-130 teravat saat arasında olmasını bekliyor ve bu talebin %50-70’inin ithalat yoluyla karşılanacağını öngörüyor. Ancak bu planların başarılı olması, yalnızca yerli üretim kapasitesinin artırılmasıyla değil, aynı zamanda uluslararası iş birlikleriyle mümkün olacak.
Almanya’nın yeşil hidrojen hedeflerini gerçekleştirebilmesi için kamu ve özel sektör iş birliğinin güçlendirilmesi kritik bir öneme sahip. E.ON’un açıklamalarına göre, Avrupa Birliği’nin Ortak Avrupa Öncelikli Projeleri (IPCEI) kapsamındaki destekler, yatırım kararlarının hızlanmasına katkı sağlıyor. Ancak, düzenleyici belirsizliklerin giderilmesi ve maliyetlerin azaltılması için daha kapsamlı stratejiler gerekiyor.
Yeşil hidrojen, Almanya’nın enerji dönüşümünde kilit bir role sahip olabilir. Ancak bu dönüşüm, yalnızca teknoloji ve altyapıya değil, aynı zamanda politik ve ekonomik kararların uyumuna bağlı.