Birleşik Krallık’ta gerçekleştirilen yeni bir araştırma, akıllı ısı pompalarının elektrik şebekesindeki yoğun talep dönemlerinde yükü önemli ölçüde azaltabileceğini ortaya koydu. Southampton Üniversitesi Enerji ve İklim Değişikliği Bölümü tarafından yürütülen ve Mühendislik ve Fizik Bilimleri Araştırma Konseyi (EPSRC) tarafından desteklenen çalışma, 30 konutta yapılan saha denemeleriyle gerçekleştirildi. Bu denemelerde akıllı ısı pompalarının, elektrik tüketiminin en yüksek olduğu saatlerde otomatik olarak devreye girerek enerji kullanımını optimize edebildiği gözlemlendi.
Akıllı ısı pompaları, otomatik olarak devreye girecek
Araştırma sonuçlarına göre, sistemin konfor seviyesini koruyarak elektrik talebinde yüzde 90’a varan bir azalma sağladığı tespit edildi. Bu da yalnızca şebeke üzerindeki yükün azalmasına değil, aynı zamanda hane halklarının enerji faturalarının düşmesine de katkı sağlıyor. LATENT (ResidentiaL HeaT As An Energy SysTem Service) projesi kapsamında geliştirilen bu sistem, akıllı kontrol teknolojilerinin ısı pompalarına entegre edilmesiyle esnek ve verimli bir enerji yönetimi sunuyor.

Araştırma ekibi, gelecekte bu teknolojinin güneş panelleri ve ev tipi enerji depolama sistemleri gibi düşük karbonlu enerji çözümleriyle birlikte çalışarak enerji altyapısının daha sürdürülebilir hale gelmesine katkı sağlayabileceğini belirtiyor. Akıllı ısı pompalarının hem konforu koruyup enerji tüketimini azaltması hem de karbon emisyonlarını düşürme hedeflerine destek olması, bu teknolojiyi enerji dönüşümünde kilit bir unsur haline getiriyor.
Türkiye’de de son yıllarda enerji verimliliği politikaları kapsamında ısı pompalarının kullanımı giderek artıyor. Yenilenebilir enerji destekli ısıtma ve soğutma sistemlerine yönelik teşviklerin yaygınlaşması, bu teknolojilerin elektrik şebekesi üzerindeki baskıyı hafifletme potansiyelini güçlendiriyor. Uzmanlara göre, Türkiye’nin zengin güneş ve jeotermal kaynakları, akıllı ısı pompalarının yenilenebilir enerjiyle entegre biçimde kullanılması için önemli bir fırsat sunuyor ve gelecekte enerji bağımsızlığına giden yolda kritik bir rol oynayabilir.








