Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı COP29, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de sona erdi. İki hafta süren ve zaman zaman gergin geçen COP29’un müzakerelerinin ardından zirve, 2035 yılına kadar yıllık 300 milyar dolarlık küresel iklim finansmanı hedefiyle sonuçlandı. Ancak, bu hedef birçok ülke tarafından yetersiz bulundu.
COP29’un ardından konuşulacak iki ana başlık: finansman ve iklim hedefleri
Gelişmekte olan ülkeler, belirlenen finansman miktarının iklim değişikliğiyle mücadele etmek için gerekenin çok altında olduğunu savundu. Hindistan gibi ülkeler, gelişmiş ülkelerin bu finansmana katkı konusunda yeterli çaba göstermediğini belirtti. Ayrıca, finansman hedefinin 2035 gibi uzak bir tarihe bağlanması, temiz enerjiye geçişi yavaşlatacak bir etken olarak değerlendirildi.
COP29’da karbon kredileri konusunda uzun süredir beklenen bir uzlaşı sağlandı. Bu yeni sistem, ülkelerin emisyonlarını dengelemelerine ve ticaret yoluyla gelir elde etmelerine olanak tanıyacak. Ancak, kayıt sisteminin şeffaflığı ve yapısı gibi bazı detaylar hala çözüme kavuşturulmayı bekliyor. Uzmanlar, bu düzenlemelerin milyarlarca dolarlık yeni iklim projelerine fon sağlayabileceğini düşünüyor.
Gelişmekte olan ülkeler, Avrupa’nın planladığı karbon sınır vergisi (CBAM) gibi ticaret bariyerlerinin ekonomilerini yeşillendirme kapasitelerini engellediğini savundu. Zirvede bu konunun gelecekteki gündemlere eklenmesi kararlaştırıldı, ancak Trump yönetiminin olası geniş kapsamlı ithalat tarifeleri bu tartışmalara yeni bir boyut kazandırabilir.
Bakü’de düzenlenen COP29, fosil yakıt üreten bir ülkede gerçekleştirilen üçüncü iklim zirvesi oldu. Zirvede petrol ve gaz kaynaklarının “Tanrı’nın bir hediyesi” olarak tanımlanması, birçok müzakereci tarafından eleştirildi. Zirve, fosil yakıtlardan uzaklaşma ve yenilenebilir enerji kapasitesini üç katına çıkarma hedeflerinde somut adımlar atılamaması nedeniyle hayal kırıklığı yarattı.
2024, kaydedilen en sıcak yıl olmaya aday ve dünya genelinde şiddetli iklim felaketleri yaşanıyor. Afrika’daki sel felaketleri milyonları etkilerken, Güney Amerika’daki kuraklık tarımı ve taşımacılığı vurdu. İklim krizinin hızla derinleştiği bir dönemde, COP29’un sonuçları, ilerlemenin yetersiz olduğunu ortaya koydu.