COP29 İklim Zirvesi’nde ülkeler, 2035 yılına kadar yıllık 300 milyar dolarlık küresel iklim finansmanı sağlama hedefi üzerinde anlaşmaya vardı. Ancak, bu anlaşma coşkuyla karşılandığı kadar eleştirilere de maruz kaldı. Anlaşmanın detayları, gelişmekte olan ülkelerin iklim krizine karşı mücadelede ihtiyaç duyduğu desteği ne ölçüde sağlayabileceği konusunda tartışmalara yol açtı.
Küresel iklim finansmanı için anlaşmanın önemi ve tepkiler
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi İcra Sekreteri Simon Stiell, anlaşmayı “insanlık için bir sigorta poliçesi” olarak nitelendirdi ve bunun, temiz enerjiye geçişi destekleyip milyarlarca insanın hayatını koruyacağını belirtti. Ancak, ödemelerin tam ve zamanında yapılması gerektiği konusunda uyardı. Stiell, “Bu, zafer turları atmanın zamanı değil,” diyerek daha yapılacak çok iş olduğunu vurguladı.
Hindistan temsilcisi Chandni Raina ise, gelişmiş ülkelerin sorumluluklarını yerine getirme konusundaki isteksizliğinden hayal kırıklığı duyduklarını ifade etti. Anlaşmayı “optik bir illüzyon” olarak tanımlayan Raina, bu belgenin karşı karşıya olduğumuz devasa zorluklara çözüm sunmadığını savundu.
Bolivya temsilcisi Diego Pacheco Balanza, sağlanan finansmanın gereksinimlerin çok altında olduğunu belirterek, “Bu finansman, uluslararası iş birliğini söndürüyor,” dedi. Marshall Adaları’nın İklim Elçisi Tina Stege ise, fosil yakıt çıkarlarının ilerlemeyi engellediğini ve en savunmasız topluluklar için fonların daha erişilebilir hale getirilmesi gerektiğini söyledi.
Öte yandan, Suudi Arabistan’ın Arap Grubu adına yaptığı açıklamada, Paris Anlaşması’nın temel ilkelerine bağlılık vurgulandı ve ülkelerin kendi koşullarına uygun yollar belirlemesi gerektiği belirtildi.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, anlaşmayı “bir temel” olarak nitelendirdi ancak daha iddialı adımlar atılması gerektiğini vurguladı. Britanya Enerji Bakanı Ed Miliband ise, bu anlaşmanın temiz enerjiye geçişin durdurulamaz olduğunu dünyaya gösterdiğini belirtti.
300 milyar dolarlık yıllık iklim finansmanı hedefi, birçok ülke için önemli bir başlangıç olarak görülse de, gelişmekte olan ülkeler bu miktarın yeterli olmayacağını savunuyor. Anlaşmanın uygulanması ve vaat edilen fonların sağlanması, gelecekteki iklim politikalarının başarısını belirleyecek.