Almanya Ekonomi Bakanı Robert Habeck, Thyssenkrupp’un çelik birimindeki krizi hızlı bir şekilde çözmesi ve hükümet desteğiyle finanse edilen yeşil çelik projesi hakkında netlik sağlaması gerektiğini belirtti. Almanya’nın köklü sanayi devlerinden Thyssenkrupp, çelik sektöründe yaşanan krizi çözmek için önemli adımlar atmak zorunda. Şirketin Duisburg’daki çelik üretim merkezine kurulması planlanan ve maliyetinin üçte ikisi kamu kaynaklarıyla finanse edilecek olan 3 milyar euro değerindeki doğrudan indirgeme tesisi projesi belirsizliğini koruyor. Bu durum, şirketin gelecekteki stratejik yönelimi hakkında endişeler yaratıyor. Almanya Ekonomi Bakanı Robert Habeck, çarşamba günü yaptığı açıklamada, projenin bölgenin rekabetçiliği için hayati öneme sahip olduğunu ve bir an önce iyi bir sonuca ulaşılması gerektiğini vurguladı.
Thyssenkrupp’un yeşil çelik geleceğin piyasasını şekillendirecek
Bakan Habeck, Thyssenkrupp yönetiminin daha çevre dostu çelik üretimi yapmak istediğini belirterek, yeşil çelik projesinin Almanya ve Avrupa’nın rekabet gücünü koruması açısından kritik olduğunu ifade etti. Yeşil çelik, temiz enerji kaynaklarından üretilen hidrojenle çeliğin üretilmesiyle elde ediliyor ve bu üretim yöntemi, geleneksel yöntemlere göre karbon emisyonlarını önemli ölçüde azaltıyor. Habeck, 2040 yılına kadar dünya pazarındaki çeliğin büyük bir kısmının ve 2050’de ise tamamının yeşil çelikten oluşacağını öngördü. Bu, küresel iklim hedeflerine ulaşmanın tek yolu olarak gösteriliyor.
Ekonomi Bakanı, bu nedenle Thyssenkrupp’un yeşil çelik üretimini Almanya’da gerçekleştirme konusunda büyük bir çıkarı olduğunu dile getirdi. Bu hedef doğrultusunda hükümetin verdiği destek ve şirketin vaatlerinin yerine getirilmesi gerektiğini belirten Habeck, yeşil çelik projelerinin uzun vadede ülkenin sanayi stratejisi ve iklim politikaları için önemli bir mihenk taşı olduğunu ifade etti.
Thyssenkrupp’un Duisburg’da kurmayı planladığı doğrudan indirgeme tesisi, yeşil çelik üretiminde kullanılan karbon emisyonlarını azaltma teknolojisinin temel unsurlarından biri olacak. Ancak şirket, bu büyük ölçekli projeyi gözden geçirdiğini açıklamış durumda. Bu belirsizlik, Almanya’nın sanayi bölgelerinin yeşil enerjiye geçiş sürecindeki rolünü sorgulatırken, ulusal ve bölgesel rekabetçiliğin korunmasını zorlaştırabilir.
Habeck, Thyssenkrupp’un sürdürülebilirlik taahhütlerine bağlı kalmasının önemine vurgu yaparak, şirketin, yeşil çelik üretimi alanında önde gelen bir aktör olma fırsatını değerlendirmesi gerektiğini belirtti. Yeşil çelik projelerinin Almanya için sadece çevresel değil, aynı zamanda ekonomik açıdan da büyük bir öneme sahip olduğuna dikkat çeken Habeck, bu projelerin ülkenin sanayi yapısını modernize etmek ve karbon emisyonlarını azaltmak için kritik bir adım olduğunu ifade etti.
Yeşil çelik üretimi, küresel iklim hedeflerinin başarılmasında önemli bir rol oynayacak. Karbon nötr bir gelecek için yeşil enerji ve sürdürülebilir sanayi uygulamalarının yaygınlaşması gerekiyor. Almanya, sanayi devi kimliğiyle dünya pazarında rekabet edebilmek için karbon emisyonlarını azaltma ve yenilenebilir enerjiye geçiş sürecine hız vermek zorunda. Thyssenkrupp’un projeyi hızla hayata geçirmesi ve net adımlar atması, hem bölgesel sanayinin geleceği hem de ülkenin iklim hedeflerine ulaşması açısından büyük önem taşıyor.