Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda bir araya gelen gelişmekte olan ülkeler, dünyanın en zengin ülkelerinin iklim değişikliği konusunda daha fazla sorumluluk üstlenmeleri gerektiğini vurguladılar. Gelişmekte olan ülkeler, iklim değişikliği nedeniyle yaşadıkları zorluklara dikkat çekerek, fosil yakıt tüketimi ile iklim krizine en fazla katkı sağlayan ülkelerin sadece sözde kalmak yerine gerçekçi adımlar atmaları gerektiğini ifade ettiler. Özellikle deniz seviyesinin yükselmesiyle karşı karşıya olan küçük ada devletleri, dünya liderlerinden daha güçlü bir iklim eylemi talep ediyor.
Küçük ada devletlerinden iklim eylemi zengin ülkelere çağrı
Küçük ada devletlerinin oluşturduğu AOSIS’in (Küçük Ada Devletleri İttifakı) başkanı ve Samoa Doğal Kaynaklar ve Çevre Bakanı Cedric Schuster, dünyanın en büyük ekonomilerinin iklim eyleminde liderlik yapması gerektiğini belirtti. Schuster, “G20 ülkeleri dünya genelindeki sera gazı emisyonlarının %80’inden fazlasını oluşturuyor ve liderlik yapmaları gereken ülkeler onlardır” diyerek, büyük ekonomilere yükümlülüklerini hatırlattı.
AOSIS üyeleri, COP28 İklim Zirvesi’nde verilen sözlerin hayata geçirilmediğini ve bu ülkelerin iklim finansmanı konusunda taahhütlerini yerine getirmediğini söylüyor. Schuster, “Savunmasız halklar sözden bıkmış durumda,” diyerek, dünya liderlerini sözlerini eyleme dönüştürmeye çağırdı. Benzer şekilde Malawi İklim ve Doğal Kaynaklar Bakanı Yusuf Mkungula, gelişmiş sanayileşmiş ülkelerin emisyon azaltımında öncü rol oynaması gerektiğini vurguladı.
İklim değişikliği sadece çevresel bir sorun olmaktan çıkıp küresel adalet meselesi haline gelmiş durumda. En fazla sera gazı emisyonuna neden olan ülkeler, bu değişikliklerden en az etkilenen ülkeler arasında yer alırken, en az katkı yapan gelişmekte olan ülkeler en ağır bedeli ödüyor. Bahamalar Başbakanı Phillip Davis, zengin ülkelerin verdikleri taahhütleri yerine getirmekte başarısız olduğunu belirterek, “Verilen sinyaller, yapılan taahhütlerle uyuşmuyor” dedi.
Aynı zamanda, Potsdam İklim Etkisi Araştırma Enstitüsü’nden bilim insanları, gezegenin doğal sistemlerinden en az altısının ciddi şekilde zarar gördüğünü, okyanusların kimyasının ise karbon dioksit emilimi nedeniyle asidik hale gelerek yedinci tehdit altında olduğunu belirtti. Bu, gezegenin geleceği açısından ciddi bir uyarı niteliği taşıyor.
İklim eyleminin bir parçası olarak, büyük şirketler ve enerji üreticileri dünya liderlerinden, geçen yıl COP28’de yapılan anlaşmaya uygun olarak yenilenebilir enerji kapasitesini üç katına çıkarma hedefini gerçekleştirmelerini talep ettiler. Amazon, Vestas ve Iberdrola gibi dev şirketler, 2030 yılına kadar yenilenebilir enerji kapasitesini artırmanın, enerji geçişi ve emisyon azaltımı için kritik olduğunu vurguladılar.
Ayrıca, ABD’deki 50 banka, temiz enerjiye yapılan yatırımları hızlandırmak için işbirliği planlarını açıkladı. Ancak, Moody’s Ratings tarafından yapılan araştırma, küresel iklim yatırımlarının net sıfır emisyon hedeflerine ulaşmak ve iklim etkilerine uyum sağlamak için gereken seviyenin çok gerisinde olduğunu ortaya koydu.