Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi (EESC), jeotermal enerjinin Avrupa’nın yeşil dönüşüm hedeflerine ulaşmasında kilit rol oynayabileceğini belirten yeni bir rapor yayınladı. Raporda, jeotermal enerji türünün, yenilenebilir enerji kaynakları arasında istikrarlı ve düşük maliyetli bir alternatif olarak öne çıktığına vurgu yapılıyor. Bu enerji kaynağının Avrupa’da daha fazla değerlendirilmesi gerektiği belirtiliyor, çünkü jeotermal enerji, hem elektrik üretiminde hem de ısıtma sistemlerinde kullanılabilir ve birçok avantaj sunuyor.
Jeotermal enerji yeşil dönüşüm için önemli bir nokta
EESC, jeotermal enerjinin sürdürülebilir üretimine olan katkısının yanı sıra yerel ekonomiler üzerinde de olumlu etkiler yaratabileceğini belirtiyor. Özellikle Avrupa’nın bazı bölgelerinde jeotermal enerji kaynaklarının oldukça yoğun olduğu ifade ediliyor. Bu bölgelerde yapılacak yatırımların, bölgesel kalkınmaya katkı sağlamasının yanı sıra enerji bağımsızlığını artırması bekleniyor. Bu enerjinin enerji arzında sürekli ve kesintisiz bir kaynak olması, bu alanda yapılacak yatırımları cazip hale getiriyor. Bu avantajlar, fosil yakıt kaynaklarına bağımlılığı azaltma hedefine ulaşmada önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Jeotermal enerjinin yeşil dönüşüme katkısı sadece çevresel faydalarla sınırlı değil. Rapor, aynı zamanda jeotermal enerji sektöründeki istihdam olanaklarının genişleyebileceğine dikkat çekiyor. Jeotermal tesislerin kurulması ve işletilmesi sürecinde mühendislik, jeoloji, enerji yönetimi gibi birçok alanda iş gücüne ihtiyaç duyuluyor. Bu da yerel istihdamı artırarak bölgesel ekonomilere katkı sağlama potansiyeli taşıyor. Ayrıca, bu enerji kaynağı, konutlar ve endüstriyel tesisler için de çevre dostu bir ısınma alternatifi sunuyor, böylece karbon emisyonlarının azaltılmasına yardımcı oluyor.
Sonuç olarak, Avrupa’nın iklim hedeflerine ulaşma yolunda jeotermal enerjinin sunduğu fırsatlar giderek daha fazla ilgi görüyor. Enerji bağımsızlığını artıran, ekonomik kalkınmaya destek veren ve istihdam yaratan bu kaynak, sürdürülebilir bir gelecek için atılan adımlar arasında öne çıkıyor. Bu enerjinin Avrupa genelinde daha yaygın hale gelmesi, yeşil dönüşüm sürecini hızlandırarak iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir katkı sunabilir.