Uluslararası deniz taşımacılığında sıfır emisyon hedefini destekleyen “yeşil nakliye koridorları” girişimleri, 2025 yılında dikkat çekici bir ivme kazandı. Global Maritime Forum’un yayımladığı 2025 yılı ilerleme raporuna göre, bu yıl hayata geçirilen 25 yeni koridorla birlikte dünyadaki toplam aktif proje sayısı 59’dan 84’e çıktı. Böylece, kısa süre içinde etkileyici bir büyüme yakalanmış oldu. Bu genişlemenin en önemli yönü ise girişimin artık yalnızca gelişmiş ülkelerde değil, büyük ve gelişmekte olan ekonomilerde de güçlü bir şekilde karşılık bulması.
Deniz taşımacılığı iklim hedeflerinde fark yaratacak
2025’te özellikle Çin, Hindistan ve Brezilya ön plana çıkan ülkeler olarak dikkat çekiyor. Bu devletler, yeşil koridorları yalnızca çevresel kazanımlar açısından değil, aynı zamanda ekonomik ve stratejik bir atılım olarak değerlendiriyor. Temiz yakıtlara geçiş, liman altyapılarının modernizasyonu ve yeni yakıt ikmal çözümleri sayesinde hem lojistik hem de enerji alanında rekabet avantajı elde etmeyi hedefliyorlar. Raporda ayrıca, 2022’den bu yana ilk kez dört koridorun teorik tasarımdan çıkıp gemi, yakıt tedariki ve altyapı yatırımlarının başladığı “gerçekleştirme aşamasına” ulaştığı belirtiliyor. Bu durum, sektörün uygulamaya dönük somut bir adım attığını ortaya koyuyor.
Bununla birlikte, tüm projeler aynı hızda ilerlemiyor. Birçok girişim, sıfır emisyonlu yakıtların henüz geleneksel deniz yakıtlarına kıyasla daha maliyetli olması nedeniyle “uygulanabilirlik duvarı” olarak adlandırılan sorunla karşı karşıya. Ayrıca IMO’nun küresel denizcilik sektörü için hazırladığı Net-Zero Çerçevesi’nin kabulünün en az bir yıl ertelenmesi de kimi uzmanlara göre sürecin yavaşlamasına neden olabilir. Yine de Global Maritime Forum ve Getting to Zero Coalition, bu gecikmeye rağmen bekleme anlayışının benimsenmemesi gerektiğini, erken davranan ülkelerin ve sektör aktörlerinin gelecekte kaçınılmaz hâle gelecek düzenlemeler karşısında avantajlı konuma geçeceğini vurguluyor.
Yeşil koridorlar, uluslararası ticaretin omurgasını oluşturan denizcilik sektörünün iklim hedeflerine ulaşmasında kritik bir araç olarak görülüyor. Gelişmekte olan ülkelerin bu sürece aktif biçimde katılması, temiz yakıt teknolojilerinin ve sürdürülebilir gemi altyapılarının dünyaya daha hızlı yayılmasının önünü açıyor. Bu dönüşüm, yalnızca çevresel fayda sağlamakla kalmıyor; aynı zamanda gemi üretiminden liman yatırımlarına, yakıt tedarikinden lojistik operasyonlarına kadar pek çok alanda yeni ekonomik fırsatlar yaratıyor. Bu nedenle rapor, ülkelerin ve sektör temsilcilerinin gecikmeden harekete geçmesi gerektiğini, erken adım atanların geleceğin karbon düzenlemeleri devreye girdiğinde güçlü bir rekabet avantajı elde edeceğini hatırlatıyor.