Mission Possible Partnership (MPP) tarafından yayımlanan yeni bir rapora göre, Hindistan, Mısır ve Brezilya gibi gelişmekte olan ülkelerin oluşturduğu “yeni endüstriyel güneş kuşağı”, yeşil sanayi alanında küresel dönüşümün öncüsü haline gelmeye başladı. Temiz enerji yatırımlarındaki artış, dünyayı adeta yeni bir sanayi devrimine hazırlarken, bu kuşakta yer alan ülkeler, geleneksel sanayi devlerini geride bırakacak ölçekte yatırım ve üretim potansiyeline ulaşıyor.
Yeşil sanayi alanında küresel dönüşüm start alıyor
Şimdiye kadar temiz malzeme, kimyasal ve yakıt üretimine yönelik 250 milyar dolarlık yatırım güvence altına alınmış durumda. Ancak dünya genelinde planlanan yaklaşık 700 projenin tamamının hayata geçebilmesi için mevcut yatırım miktarının beş kat artırılması gerekiyor. MPP’nin verilerine göre bu projelerin yüzde 59’u, bol güneş ışığına sahip ve üretim maliyetlerinin daha düşük olduğu yeni güneş kuşağında konumlanıyor. Bu küresel yatırım yarışında ABD’nin payı yüzde 18, Avrupa Birliği’ninki yüzde 10 ve Çin’inki ise yalnızca yüzde 6 seviyesinde kalıyor.
Yeşil sanayi dönüşümünde öne çıkan alanların başında temiz amonyak ve sürdürülebilir havacılık yakıtları geliyor. Tarım ekonomisine dayalı ülkeler için yeşil amonyak hem ekonomik kazanç hem de gıda güvenliği açısından büyük önem taşıyor. Bu üretim alanındaki projelerin büyük çoğunluğu yeni endüstriyel güneş kuşağı ülkelerinde yer alıyor. Güneş enerjisi ve elektroliz teknolojilerindeki maliyet düşüşleri sayesinde, bu bölgelerde üretilen yeşil amonyağın maliyeti Batı ülkelerindeki alternatiflere kıyasla yarı yarıya daha düşük olabilir. Hindistan, Mısır, Umman, Moritanya ve Şili gibi ülkelerin 2035’e kadar dünya amonyak pazarında güçlü bir konuma ulaşması bekleniyor.
https://futureflow.life/elektrikli-araclar-tarihi-bir-esigi-asabilir/
MPP CEO’su Faustine Delasalle, enerji yoğun yeni sanayi tesislerinin, geçmişte kömür yataklarının çevresinde gelişen sanayi bölgeleri gibi, artık ucuz ve bol yenilenebilir enerji kaynaklarının bulunduğu coğrafyalara kaydığını vurguluyor. Ona göre, küresel üretim merkezi yer değiştiriyor. Global Optimism’in kurucu ortağı Christiana Figueres ise bu değişimin, gelişmekte olan ülkeler için fosil yakıt dönemini atlayarak doğrudan temiz sanayiye geçme şansı sunduğuna dikkat çekiyor.
Ancak projelerin büyük bir kısmı henüz uygulama aşamasına geçemedi. Dünya genelinde duyurulan 826 büyük ölçekli temiz sanayi projesinden yalnızca 69’u şu anda faal durumda. Geriye kalan projeler finansman bekliyor ve mevcut ilerleme hızıyla tamamlanmaları 40 yıl sürebilir. Rapor, bu darboğazı aşmak için yatırımların en az beş kat artırılması ve hükümetlerin daha güçlü politikalar geliştirmesi gerektiğini ortaya koyuyor.
Uzmanlar, özel sektör yatırımlarının hızlı bir artış gösterdiğini ancak kamu politikalarının bu tempoya ayak uyduramadığını belirtiyor. Bu nedenle sürdürülebilir sanayiye geçişin ivme kazanması için kamu ve özel sektörün birlikte hareket etmesi gerektiği vurgulanıyor. Topsoe firmasından Sundus Cordelia Ramli de, Fas, Hindistan ve Şili gibi ülkelerin yüksek güneş enerjisi potansiyeliyle enerji güvenliği anlayışını yeniden tanımladığını belirtiyor ve bu ülkelerin yeşil hidrojen ve amonyak gibi ürünlerde küresel tedarikçi olma yolunda önemli bir fırsata sahip olduklarını ifade ediyor. Enerji ithalatçılığından ihracatçılığa geçiş artık sadece bir ihtimal değil, gerçekleşmeye çok yakın bir olasılık.