Yeşil hidrojen, havacılık ve denizcilik sektörlerindeki karbon salınımını azaltmak için kritik bir çözüm olarak karşımıza çıkıyor Yeşil hidrojenin sınırlı arzı nedeniyle, bu tür sektörlerde kullanılması gerektiği savunuluyor. Rapora göre Avrupa Komisyonu’nun Taksonomi sistemi ise yeşil hidrojeni gerektiği gibi dikkate almıyor. Son zamanlarda yapılan bir yargısal itiraz, Taksonomi’nin denizcilik ve havacılık alanlarındaki kriterlerinin, fosil yakıtlarla çalışan uçak ve gemilere yatırım yapılmasına neden olabileceğine dikkat çekti.
Havacılık ve denizcilik sektöründe yeşil hidrojen çözümü
Yeşil hidrojenin, karbon emisyonlarını azaltmada etkili bir araç olduğuna dair artan farkındalık, sektörlerdeki değişimin önemini vurguluyor. Ancak, yeşil hidrojenin üretimindeki yüksek maliyet ve verimsizlik gibi zorluklar, bu yaklaşımın uygulanabilirliğini sınırlıyor. Özellikle, havacılık ve denizcilik gibi uzun mesafe ve yüksek enerji gerektiren sektörler için yeşil hidrojenin öncelikli olarak kullanılması gerektiği ifade ediliyor.
Geleneksel yakıtlara kıyasla daha temiz bir alternatif olan yeşil hidrojen, uzun vadede havacılık ve denizcilik gibi sektörlerin karbon ayak izini azaltmak için kritik bir rol oynayabilir. Ancak, politika yapıcıların ve yatırımcıların bu dönüşümü desteklemek için daha kapsamlı ve tutarlı politika ve yatırım stratejileri benimsemeleri gerekiyor.
Özellikle, Avrupa Komisyonu’nun havacılık ve denizcilikte yeşil hidrojeni teşvik eden politikalara odaklanması ve bunların uygulanması, sektörlerin dönüşümünü hızlandırmada önemli bir rol oynayabilir. Bu yaklaşım, uzun vadede sürdürülebilirlik ve karbon emisyonlarının azaltılması açısından kritik bir öneme sahip.
İlginizi çekebilir: Hidrojen yakıt hücresi ile yeşil enerjide yeni dönem