Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) ile İklim Politikası Girişimi’nin (CPI) yayımladığı son rapor, 2024 yılına ait küresel enerji dönüşümü yatırımlarının 2,4 trilyon dolara ulaştığını ve bunun tarihteki en yüksek seviye olduğunu ortaya koyuyor. Raporda, yenilenebilir enerji yatırımlarının aynı yıl içinde 807 milyar doları aşarak uzun vadeli büyüme trendini sürdürdüğü belirtiliyor. Güneş enerjisi alanındaki yatırımlar yüzde 49 artışla 554 milyar dolara ulaşarak yeni bir rekora imza atarken, sektörün genel büyüme oranı önceki yıla kıyasla bir miktar yavaşlayarak yüzde 7,3 seviyesine gerilemiş durumda. Buna rağmen yenilenebilir enerji, depolama ve şebeke yatırımlarının toplamı, fosil yakıtlara yapılan yatırımları geride bırakarak önemli bir eşik daha aşmış görünüyor.
Yenilenebilir enerji yatırımı zirveye çıkıyor
Rapor, yatırımların küresel ölçekte artmasına rağmen büyük kısmının gelişmiş ekonomiler ile Çin’de yoğunlaştığını ortaya koyuyor. Düşük gelirli ülkeler ise yüksek borçlanma maliyetleri, sınırlı kamu kaynakları ve kırılgan ekonomik koşullar nedeniyle hâlâ büyük ölçüde dış finansmana bağımlı. IRENA Genel Direktörü Francesco La Camera, mevcut yatırım seviyelerinin küresel 2030 hedeflerini karşılamak için yeterli olmadığını vurgulayarak, geçişin gerçekten küresel bir boyuta taşınabilmesi için gelişmekte olan ülkelere yönelik finansmanın çok daha güçlü biçimde ölçeklendirilmesi gerektiğini ifade ediyor.
Enerji dönüşümüne yönelik yatırımların neredeyse yarısının 2023 yılında borç yoluyla sağlandığı da raporun dikkat çeken bulguları arasında. Bu borçların çoğunun piyasa faiz oranlarıyla verildiği, hibelerin ise toplam yatırım içinde yüzde 1’in altında kaldığı belirtiliyor. Uygun maliyetli finansmana erişimin kısıtlı olması, özellikle gelişmekte olan ülkelerde borç riskini artıran en önemli faktörlerden biri olarak öne çıkıyor. La Camera, kamu fonlarının özel sektörü teşvik edecek şekilde daha stratejik kullanılmasının gerekli olduğunu, çok taraflı iş birlikleri ve kamu öncülüğünün bu noktada kritik bir rol oynadığını dile getiriyor.
Raporun bir diğer çarpıcı noktası, enerji dönüşümüne yönelik tedarik zincirinin büyük ölçüde Çin’de yoğunlaşmış olması. 2018–2024 döneminde güneş, rüzgâr, batarya ve hidrojen teknolojilerine yönelik üretim tesisi yatırımlarının yüzde 80’i Çin’de gerçekleşmiş durumda. 2024 yılında güneş paneli üretim yatırımlarında yaşanan düşüş nedeniyle toplam fabrika yatırımları yüzde 21 gerilese de, elektrikli araçlar ve veri merkezleri gibi alanlardaki artan talebin etkisiyle batarya fabrikalarına yapılan yatırımlar iki katına çıkarak 74 milyar dolara yükselmiş.
Gelişmekte olan ülkelerin enerji dönüşümündeki üretim kapasitesini artırabilmesi için uluslararası iş birliği belirleyici bir unsur olarak öne çıkıyor. Ortak yatırımlar, teknoloji paylaşımı, bilgi aktarımı ve doğrudan yabancı yatırımlar, bu ülkelerin dönüşüme katılabilmesi için büyük önem taşıyor. Ancak tüm bu adımların sosyal ve çevresel açıdan sürdürülebilir bir çerçevede ilerleyebilmesi için hedefe yönelik politika araçlarının devreye alınması gerektiği de özellikle vurgulanıyor.
