Yenilenebilir enerji kaynakları, 2024 yılında küresel ölçekte yeni bir rekor kırarak enerji üretiminde önemli bir kilometre taşı oldu. Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) raporuna göre, güneş ve rüzgar enerjisi başta olmak üzere yenilenebilir enerji kapasitesi dünya genelinde %15 oranında artış gösterdi. Ancak uzmanlar, iklim değişikliği ile mücadelede bu gelişmenin yeterli olmadığını vurguluyor.
Yenilenebilir enerji 2024 yılında küresel rekoru kırdı fakat daha fazlası gerekiyor
Raporda, özellikle Asya ve Avrupa’nın yenilenebilir enerji yatırımlarındaki öncü rolü dikkat çekiyor. Çin, yalnızca 2024 yılında 100 GW yeni güneş enerjisi kapasitesi kurarak toplam enerji üretiminde yenilenebilir kaynakların payını %35’e çıkardı. Avrupa’da ise Almanya ve İspanya gibi ülkeler, enerji geçişini hızlandırmak adına çatı güneş panelleri ve rüzgar türbinlerine yönelik büyük yatırımlar gerçekleştirdi. Buna rağmen, enerji talebinin hızla artması, fosil yakıtlardan tam anlamıyla vazgeçilemediğini gösteriyor.
IEA’ya göre, mevcut yatırımların hızlandırılması ve kapsamının genişletilmesi gerekiyor. Özellikle düşük gelirli ülkelerde yenilenebilir enerji altyapısının yetersiz olması, enerji eşitsizliğini artıran bir faktör olarak öne çıkıyor. Örneğin, Sahra Altı Afrika’da elektriğe erişim oranı %40’ın altında seyrediyor. Gelişmiş ülkelerin sağladığı finansman ve teknoloji transferi, bu bölgelerde sürdürülebilir enerji çözümlerini mümkün kılabilir.
Yenilenebilir enerjideki bu büyüme, yalnızca çevresel değil ekonomik faydalar da sağlıyor. Örneğin, Hindistan’da yenilenebilir enerji sektörüne yapılan yatırımlar sayesinde 2024’te 1 milyon yeni istihdam yaratıldı. Benzer şekilde, ABD’de enerji depolama sistemleriyle birlikte yenilenebilir enerji projeleri, enerji maliyetlerini düşürerek hane halkına ekonomik avantajlar sundu. Bu örnekler, global düzeyde daha geniş kapsamlı iş birliği ve yatırımın gerekliliğini bir kez daha ortaya koyuyor.