Türkiye’nin elektrik üretim kapasitesi Kasım 2025 itibarıyla önemli bir seviyeye ulaştı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı verilerine göre ülkenin toplam elektrik kurulu gücü 121 bin 782 megavat olarak kaydedildi. Bu kapasitenin 75 bin 615 megavatlık kısmı yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanırken, yenilenebilirin toplam içindeki payı yaklaşık yüzde 62’ye çıktı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, bu tablonun Türkiye’nin enerji dönüşümünde kaydettiği ilerlemeyi net biçimde ortaya koyduğunu vurguladı.
Türkiye, elektrik üretim kapasitesinde artış sağladı
Rüzgar ve güneş enerjisi, yenilenebilir kaynaklar içinde öne çıkan iki ana unsur oldu. Kasım ayı itibarıyla bu iki kaynağın toplam kurulu gücü 39 bin 215 megavata ulaştı. Güneş enerjisinin toplam kurulu güç içindeki payı yüzde 20,3 seviyesine yükselirken, rüzgar enerjisinin payı da yüzde 11,9’a çıktı. Böylece Türkiye’nin elektrik kurulu gücünün yaklaşık üçte biri yalnızca rüzgar ve güneş santrallerinden oluşur hale geldi.
Kasım sonu itibarıyla yerli kaynakların toplam kurulu güç içindeki payı yüzde 71,5 olarak hesaplandı. Bu oran, 87 bin 90 megavatlık bir kapasiteye karşılık geliyor ve Türkiye’nin enerji üretiminde dışa bağımlılığı azaltma hedefleriyle örtüşen bir tablo sunuyor. Yerli ve yenilenebilir kaynakların artan payı, enerji arz güvenliği açısından da önemli bir kazanım olarak değerlendiriliyor.
Bakan Bayraktar ayrıca 2025 yılı boyunca yenilenebilir enerji yatırımlarına hız verildiğini belirtti. Toplam yatırım tutarı 4 milyar dolara ulaşan ve 3 bin 800 megavatlık kapasite oluşturan Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı projelerinin başarıyla tamamlandığını hatırlatan Bayraktar, önümüzdeki dönemde her yıl en az 2 bin megavatlık YEKA yarışması düzenlenmesinin hedeflendiğini ifade etti.
Enerji sepetindeki diğer kaynaklar da toplam kurulu güçte önemli yer tutuyor. Hidroelektrik santraller 32 bin 294 megavat ile yüzde 26,5’lik bir paya sahipken, yerli kömür santralleri 11 bin 475 megavatla yüzde 9,4, ithal kömür santralleri ise 10 bin 456 megavatla yüzde 8,6 oranında katkı sağlıyor. Bunun yanı sıra biyokütle 2 bin 348 megavatlık kapasiteyle yüzde 1,9, jeotermal enerji ise 1 bin 758 megavat ile yüzde 1,4’lük paya ulaşmış durumda. Bu dağılım, Türkiye’nin enerji üretiminde çeşitliliği artırma yönündeki politikasını yansıtıyor.
