FutureFlow.Life

Türkiye, enerji verimliliğiyle 2,1 trilyon dolarlık tasarruf yapabilir!

Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC), Türkiye’nin enerji verimliliği alanındaki mevcut durumunu ve gelecekte izlenebilecek yol haritasını içeren kapsamlı bir rapor yayımladı. “Türkiye Enerji Verimliliği Görünümü 2025” başlıklı rapor, doğru politikalarla Türkiye’nin 2,1 trilyon dolarlık bir tasarruf potansiyeline sahip olduğunu ortaya koydu. Çalışma, enerji verimliliği adımlarının yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda enerji güvenliği ve çevresel sürdürülebilirlik açısından da ülkeye çok boyutlu katkı sağlayabileceğini ortaya koyuyor.

Türkiye, enerji verimliliğiyle 2,1 trilyon dolarlık tasarruf yapabilme potansiyeli taşıyor

Raporda, “Verimli Büyüme Senaryosu” uygulanırsa Türkiye’nin birincil enerji arzının 2053 yılına kadar yüzde 20 azaltılabileceği ve enerji yoğunluğunda yüzde 57 iyileşme sağlanabileceği belirtiliyor. Bu senaryo kapsamında yaklaşık 800 milyon ton eşdeğeri petrol (Mtep) düzeyinde enerji tasarrufu mümkün. Bu miktar, Türkiye’nin yaklaşık beş yıllık enerji ihtiyacına karşılık geliyor.

Ekonomik fayda açısından bakıldığında senaryo daha dikkat çekici bir tablo sunuyor. Yıllık ortalama 13 milyar dolarlık bir yatırımla her yıl 58 milyar dolar ekonomik getiri sağlanabiliyor. Mevcut baz senaryoda ise bu fayda 30 milyar dolar seviyesinde kalıyor. Böylece ekonomik kazanç yaklaşık iki katına çıkıyor. Fayda-maliyet oranı da 3,2’den 4,5’e yükseliyor. Toplamda, bu dönüşümle birlikte 2053 yılına kadar 2,1 trilyon dolarlık kümülatif ekonomik fayda ortaya çıkıyor.

https://futureflow.life/audi-en-guclu-elektrikli-aracini-duyurdu/

Enerji arzında yerlilik oranı da önemli bir sıçrama gösteriyor. Fosil yakıt ithalatının azaltılması ve yerli kaynakların etkin şekilde kullanılmasıyla, mevcutta üçte iki düzeyinde olan yerlilik oranı yüzde 90’a kadar çıkabiliyor. Bu durum hem ekonomik hem de stratejik açıdan Türkiye’nin elini güçlendiriyor.

Enerji talebinde elektriğin payı ciddi oranda artış gösteriyor. Şu anda nihai enerji talebinin yüzde 20’sini oluşturan elektrik, 2053 itibarıyla yüzde 48 seviyesine ulaşabiliyor. Bu dönüşümde özellikle güneş, jeotermal ve biyoyakıtlar gibi yenilenebilir kaynakların payı artıyor. Rapora göre, bu değişim emisyonların 2040’tan önce zirve yapmasını ve 2050 yılına kadar mevcut seviyenin yüzde 52 altına gerilemesini sağlıyor.

Dijitalleşme ve yapay zekâ, enerji talebinin daha etkin yönetilmesinde önemli bir rol oynuyor. Elektrikli araçlar, ısı pompaları ve yenilikçi iş modelleriyle enerji verimliliği daha da hız kazanıyor. Bu teknolojilerin sistematik şekilde devreye alınmasıyla enerji yönetimi hem bireysel tüketiciler hem de sanayi için daha sürdürülebilir hale geliyor.

IICEC’in raporu, Türkiye’nin verimli büyüme yoluna girebilmesi için 11 temel alanda politika geliştirmesi gerektiğini belirtiyor. Bu alanlar arasında enerji güvenliğiyle uyumlu verimlilik politikalarının sürdürülmesi, kamuoyunda enerji bilincinin artırılması, dijital altyapıların güçlendirilmesi, binaların envantere alınarak dönüşüm planlarının hazırlanması, elektrikli ve entegre ulaşım sistemlerinin geliştirilmesi, sanayide verimlilik desteklerinin artırılması ve yenilenebilir enerji temelli ısı sistemlerinin yaygınlaştırılması gibi başlıklar yer alıyor.

Ayrıca sanayi, ulaşım ve tarım gibi sektörlerde altyapı dönüşümlerinin planlanması, atık ısı ve bölgesel ısıtma sistemlerinin devreye alınması, verimli tüketim davranışlarının desteklenmesi ve liderlik rolüyle küresel ölçekte örnek bir ülke olunması çağrısında bulunuluyor.

Raporun ortaya koyduğu tabloya göre, enerji verimliliğine yönelik stratejik adımlar sadece enerji sektörünü dönüştürmekle kalmıyor, aynı zamanda ekonomik rekabet gücünü artırıyor, çevresel etkileri azaltıyor ve Türkiye’yi enerji ticaretinde daha güçlü bir aktör haline getiriyor.

Exit mobile version