Türkiye, 2025 yılının ilk yarısında elektrikli otomobil satışlarında Avrupa genelinde en fazla satış gerçekleştiren dört ülkeden biri oldu. S&P Global tarafından paylaşılan veriler, bataryalı elektrikli araç (BEV) pazarında yaşanan hızlı büyümeyi net şekilde ortaya koyuyor. Türkiye’de yılın ilk altı ayında 86 bin adede yakın elektrikli otomobil satışı gerçekleşti. Bu rakam, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 140’ın üzerinde artış anlamına geliyor.
Türkiye, elektrikli araç satışlarında Avrupa’da ilk dörde girdi
Haziran 2025’te ise sadece bir ayda satılan elektrikli araç sayısı 25 bini geçti. Bu satışlar, toplam binek otomobil pazarında yüzde 27,4’lük bir pay oluşturdu. Artan tüketici ilgisinin yanı sıra, elektrikli otomobillere uygulanan vergi avantajlarının da bu artışta belirleyici rol oynadığı görülüyor.
2025’in ilk yarısında yürürlükte olan özel tüketim vergisi (ÖTV) düzenlemesi, düşük güçteki elektrikli araçlar için yüzde 10 gibi düşük oranlarla uygulanıyordu. Bu durum, birçok elektrikli modeli içten yanmalı motorlara kıyasla daha ulaşılabilir hale getirdi. Ancak Temmuz ayında yürürlüğe giren yeni ÖTV düzenlemesiyle bu tablo değişti. Yeni düzenlemeyle düşük güçteki elektrikli araçlar için vergi oranı yüzde 25’e yükseltildi. Orta ve yüksek güç segmentlerinde ise oranlar yüzde 55 ile 75 arasında değişiyor. Vergi yükünün artması, ikinci yarıdaki satışlara nasıl yansıyacağı konusunda belirsizlik yaratıyor.
Bununla birlikte, elektrikli araçlara olan talebin sadece vergi teşviklerine bağlı olmadığı görülüyor. Şarj altyapısındaki gelişme, bu alandaki büyümeyi destekleyen diğer önemli faktörlerden biri oldu. 2023 yılı sonunda yaklaşık 6 bin 500 olan şarj istasyonu sayısı, 2025 ortası itibarıyla 30 bini aşmış durumda. Bu yaygınlık, özellikle şehirlerarası ulaşımda menzil kaygısını azaltarak elektrikli araçların daha geniş bir kullanıcı kitlesi tarafından tercih edilmesini sağladı.
https://futureflow.life/cinliler-iki-kanatli-ruzgar-turbini-insa-ediyor/
Yerli ve yabancı yatırımlar da Türkiye’nin bu alandaki büyümesinde önemli rol oynuyor. Devlet destekli teşvik programları kapsamında hem üretim hem de Ar-Ge alanlarında yeni anlaşmalar hayata geçiriliyor. Yerli üretimin artırılması, ithalata olan bağımlılığın azaltılması ve teknolojik yetkinliğin artırılması bu stratejinin temel ayaklarını oluşturuyor.
Sektör temsilcileri, Temmuz ayında yürürlüğe giren vergi düzenlemesinin kısa vadede etkili olabileceğini ancak pazarın orta ve uzun vadede büyümeye devam edeceğini öngörüyor. Genişleyen model seçenekleri, artan üretim kapasitesi ve gelişen şarj altyapısının bu büyümeyi destekleyeceği belirtiliyor.
2030 yılına gelindiğinde Türkiye’de satılan her üç otomobilden birinin elektrikli olacağı tahmin ediliyor. Bu dönüşüm, sadece otomotiv endüstrisini değil, aynı zamanda çevre politikaları ve enerji stratejilerini de doğrudan etkileyecek. Elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla birlikte karbon salımının azaltılması ve fosil yakıtlara olan bağımlılığın düşürülmesi hedefleniyor. Türkiye, bu dönüşümde Avrupa’nın önde gelen ülkelerinden biri olmaya devam ediyor.