Donald Trump’ın başkanlık dönemi boyunca fosil yakıtlara verdiği destek ve temiz enerji karşıtı duruşu, küresel iklim topluluğunda derin endişelere neden oldu. İkinci dönemine yaklaşırken, enerji sektöründeki bu politikaların devam edip etmeyeceği merak konusu. Ancak geçmiş verilere bakıldığında, Trump ve onun enerji politikalarının sektördeki ekonomik dinamiklerden ve küresel talepten nasıl etkilendiğini görmek mümkün.
Trump ve enerji sektörü
Trump’ın ilk döneminde ABD, özellikle petrol ve doğal gaz üretiminde rekor seviyelere ulaştı. Bu artış, yalnızca Trump yönetiminin desteğiyle değil, aynı zamanda Obama ve Biden yönetimleri altında gelişen teknolojik ilerlemelerin etkisiyle gerçekleşti. Özellikle Trump’ın LNG (sıvılaştırılmış doğal gaz) ihracatını teşvik eden politikaları, ABD’nin küresel enerji piyasasındaki etkisini artırdı. 2016’da 200 milyar kübik feet olan LNG ihracatı, Trump döneminde 2.4 trilyon kübik feet’e kadar yükseldi.
Bununla birlikte, kömür üretimi aynı başarıyı yakalayamadı. Trump’ın fosil yakıtlara verdiği desteğe rağmen, kömür üretimi 1990-2010 seviyelerinin çok altında kaldı. Bu durum, kömürün yerini doğal gaz ve yenilenebilir enerji kaynaklarına bırakmasının, küresel talepteki düşüşün ve ekonomik dinamiklerin bir sonucu olarak değerlendirildi.
Trump’ın fosil yakıtları destekleyen duruşuna rağmen, temiz enerji üretimi artış gösterdi. 2017-2020 yılları arasında ABD’nin elektrik üretiminde temiz enerji kaynaklarının payı %7 artarken, fosil yakıt kaynaklı elektrik üretimi %4 azaldı. Bu, temiz enerji projelerinin uzun geliştirme süreleri ve piyasa taleplerinin, başkanlık politikalarından bağımsız bir şekilde ilerlediğini ortaya koyuyor.
Biden yönetiminin Enflasyon Azaltma Yasası (IRA) ile temiz enerjiye yönelik teşvikleri ise sektöre kalıcı bir ivme kazandırdı. Trump’ın geri dönecek olması, bu ivmeyi yavaşlatma riski taşısa da, temiz enerji projelerinin piyasa tarafından desteklenen ekonomik sürdürülebilirliği bu ilerlemenin tamamen durdurulmasını zorlaştırıyor.
Trump’ın ikinci döneminde, petrol ve doğal gaz üretiminin devam eden ekonomik koşullara bağlı olarak yüksek seviyelerde kalması bekleniyor. Ancak temiz enerji projelerinin de uzun vadeli planlama ve piyasa dinamikleri nedeniyle büyümeye devam edeceği öngörülüyor. Trump’ın politikalarının, temiz enerji yerine fosil yakıtlara öncelik verme eğiliminde olması, iklim politikalarının ve yeşil enerji teşviklerinin gelecekteki gelişimini sınırlandırabilir.