Sıcak uranyum eksikliği, küresel enerji güvenliğini zorlayabilir. Elliott Management’dan kıdemli portföy yöneticisi Jay Newman, NuCore Energy’nin başkanı Jim Cornell ve Trident Maor Advisors’ın CEO’su Alex Michshenko tarafından paylaşılan bilgiler, batı ülkelerini etkileyen uranyum üretimindeki yapısal küresel eksiklik, zenginleştirme sürecindeki darboğaz ve nükleer enerji krallığına kaos unsurları tarafından el konulma riskine dikkat çekiyor.
Sıcak uranyum eksikliği Batı’nın enerji güvenliğini tehlikeye sokuyor
Amerika Birleşik Devletleri Temsilciler Meclisi’nin Rus uranyumu ithalatını yasaklama kararı almıştı. Buna ek olarak, Kazakistan ve Rusya’nın uranyum tedarik zinciri, ABD’nin ve Avrupa’nın yüzde 40’ını karşılıyor. ABD, Kanada ve AB nükleer enerji tesislerinin yaklaşık yüzde 40’ını karşılayan Kazakistan’dan gelecek uranyum eksikliği, yılda 40 milyon sterlini bulacak ve bu boşluğu doldurmak için OECD ülkelerinden uranyum gerekecek. Ancak, yeni uranyum madenciliği, izin, lisanslama ve finansman zorlukları nedeniyle bu talebi karşılamak zor olacak.
Rapor, batı ülkeleri, enerji ve ulusal güvenlik açısından uranyumda (özellikle zenginleştirilmiş uranyumda) eksiklikleri artık nükleer enerjiyi bir geçiş veya nihai enerji kaynağı olarak kullanma fırsatını engellediğini belirtiyor. Uranyum eksikliği, nükleer enerji tesislerinin yakıt tedarikini kısıtlayarak enerji arzında bir krize neden olabilir. Nükleer enerji, birçok ülkenin enerji karışımında önemli bir rol oynadığından, uranyum eksikliği elektrik arzını olumsuz yönde etkileyebilir.
İlginizi çekebilir: Uranyum fiyatları COP28 sonrası arttı